Tam dolu bir Cheetos torbası, Kuzey Amerika’nın en büyük mağara odası olan "Büyük Oda"nın derinliklerinde bırakıldı. Yer altında bir saatlik yürüyüşle ulaşılan bu odada, yüksek nem oranı nedeniyle Cheetos torbası hızla çürümeye başladı ve mağara ekosisteminde küçük çaplı bir şok etkisi yarattı.

İsrail, Lübnan sınırında bir bölgeyi daha askeri bölge ilan etti İsrail, Lübnan sınırında bir bölgeyi daha askeri bölge ilan etti

Resim 2024 09 17 111830058

DÖNGÜ BOZULDU

NPS, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Yumuşayan mısır gevreği, mağaranın nemli ortamında mikrobiyal yaşam ve mantarların gelişimi için mükemmel bir ortam oluşturdu. Mağara çekirgeleri, akarlar, örümcekler ve sinekler hızla bir gıda ağı oluşturarak besinleri çevredeki mağara ve oluşumlara yaydı. Mantarlar yakındaki yüzeylerde yükseldi, meyve verdi, öldü ve kötü kokular yaydı. Ve döngü devam etti,” dedi.

İnsan perspektifinden bakıldığında küçük bir atığın önemsiz görünebileceğini belirten yetkililer, mağara yaşamı için bunun "dünyayı değiştirebileceğini" vurguladı. Park görevlileri, çöp ve oluşan küfü dikkatlice temizleyerek mağara üzerinde kalıcı bir etki bırakmamasını sağlamaya çalıştı.

Resim 2024 09 17 111911552

ZİYARETÇİLERE UYARI YAPILDI

NPS, ziyaretçilere seslenerek, "Büyük ya da küçük, hepimiz gittiğimiz yerlerde iz bırakırız. Dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bir yer olarak bırakalım," mesajını verdi.

ABD ulusal parklarında çöp sorunu giderek büyüyor. Yılda 300 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği parklarda yaklaşık 70 milyon ton çöp üretiliyor. Özellikle mağaralar, dış dünyadan büyük ölçüde izole oldukları için savunmasız ekosistemlerdir. Bir dış etken eklendiğinde, biyolojik çeşitliliğin dengesi hızla bozulabilir.

Bunun ünlü bir örneği, Fransa’nın güneybatısındaki Lascaux Mağarası’nda yaşanmıştı. 1940’larda keşfedilen mağara, dünyaca ünlü tarih öncesi mağara resimlerine ev sahipliği yapıyordu. Ancak turistlerin yoğun ilgisi, mağaradaki sıcaklık ve nem seviyelerini artırarak yeni mikroorganizmaların gelişmesine yol açtı. Mantarlara ve likenlere uygun koşullar oluştu, bu da resimlerde ciddi hasara neden oldu. 1960’lara gelindiğinde mağaralar halka kapatıldı ve sanat eserleri bugüne kadar çelik kapılar ve güvenlik kameralarıyla korunmaya devam ediyor.

Kaynak: aslinda.com