Ailede sağlıklı İletişim

1. Muhâtaba Saygı: Bu, insan-insan ilişkisinin olmazsa olmaz şartıdır. Saygı duymadığınız, varlığını kabullenmediğiniz, önem ve değer vermediğiniz hiç kimseye sağlıklı ve başarılı bir ilişki kuramazsınız. Nedense eşler, kimi kritik zamanlarda, birbirlerine insanlıkta eş ve dinde kardeş olduklarını unuturlar ve dışarıdan, tanımadıkları birine karşı gösterdikleri asgarî saygıyı birbirlerine karşı göstermekte cimri davranırlar.

2. Doğal Davranış: Bu, yapmacık ve sentetik davranışlardan uzak durmaktan, muhâtabınıza samimi ve dürüst davranmaktan geçer. Samimiyetsiz ve yapmacık davrananların ilişkisi, gerçek bir ilişki değil, sentetik bir ilişki olacaktır. Sentetik ilişkilerse sağlıksız ve her iki tarafı da aldatan çürük ilişkilerdir. Böylesine çürük insanî bir ilişki üzerine, değil bir âile, sıradan bir dostluk bile binâ edilemez.

3. Empati: Eşler birbirlerini suçlayıp, yargılayıp, mahkûm edip, infâz etmeden önce mutlaka anlaşmazlık konusu olan şeye bir de karşı pencereden bakmayı denemeli ve kendisini muhâtabının yerine koyabilmelidir.

Âilede sağlıklı bir iletişim için kesinlikle şu dört soruya doğru cevap vermeniz gerekir:

1. Ne söyleyeceksiniz?

2. Ne zaman söyleyeceksiniz?

3. Nerede söyleyeceksiniz?

4. Nasıl söyleyeceksiniz?

Bir doğrunun sadece doğru olması yetmez, o doğrunun doğru bir zamanda, doğru bir yerde, doğru bir kişiye ve doğru bir üslûpla söylenmesi gerekir. Eğer bunlardan biri yanlış olursa, söylediğiniz doğrunun doğru olması etkili olmasına yetmediği gibi, sizin muhâtabınızla ilişki kurmanıza da yetmeyecektir. Saglıklı olmayan aile içi iletişim, aileyi olusturan üyelerin, özellikle de çocuklarin maddî-mânevî sıkıntılarını artırdıği gibi, sağlam bir aile içi iletişim zemininde yetişen çocukların da beden ve ruh saglıkları daha iyi olur. Zaten gunumuz ailesi; tv, bilgisayar, ekonomik güçlükler, yogun çalışma şartları, şehir hayatı, alkol ve uyusturucu ile gelen ferdî zaafiyet ve yalnızlık gibi iletişim problemlerine yol açan unsurların etkisindedir.

Çocukla İletişim İçin Öneriler

Çocuğa kendinizin, amaçlarınızın, beklentilerinizin, çıkarlarınızın bir uzantısı değil; sizden ayrı kişiliği olan ve bu kişiliğini geliştirmek çabasında olan bir insan nazarıyla bakın.

Çocukla kurduğunuz tüm iletişimlerde ona ilgi, sevgi, güven duygusu verecek iletiler kullanın, kızdığınızda bile sevginizi belli edin.

Siz çocuk için ilgi, sevgi, güven veren, destek olan, yol gösteren bir kaynak olun. Ona mutluluk, yaşama sevinci ve umut aşılayın.

 Çocuğu dinleyin, sorularına açık, doğru, gerçek, kısa cevaplar verin. Çocuk bencildir, ben merkezlidir. Dürtü ve istekleri doğrultusunda davranır. İletişim kurarken onun bu özelliğini unutmayın.

 Çocuk öğütlerden, uzun sözlerden, konuşmalardan çok, davranış ve tutumlarınızdan etkilenir.

 Çocukla sert ve yüksek sesle konuşmayın. Gerekli, gereksiz bağırıp çağırmayın. Değişik nedenlerden ortaya çıkan kızgınlıklarınızı çocuğa yansıtmayın.

Ona hatalı davranışlarını, yanılgılarını gösterin. Azarlamadan ve ceza vermeden önce onunla konuşun. Suç ve cezayı keyfi olarak saptamayın. En iyi cezalandırma yönteminin çocuğun kimi beklenti ve isteklerini engelleme veya erteleme olduğunu unutmayın.

 Çocuğa kararlı ve kesin davranın. Çocuğu, yaşı, becerisi ve yeteneği dışında ve üstünde çabalara zorlamayın.

 Çocuğa deneme ve öğrenme fırsatı verin. Hatalarını düzeltin. Sorumluluk verin. Çocuğu şımartmayın. Gereksiz, gerçekleşme olasılığı olmayan beklentiler oluşturmayın. (Özcan Köknal, İnsanı Anlamak, s. 258-260)