Bahşedilene Sunulan “ÂMÂ Hayat” (2)

İlahi sevda olmaz ise
Yağan yağmur ıslatır iliklerinizi
Saçlarınız sırıl sıklam olur.
Elleriniz buz keser.
Moraran dudaklarınız ,titrerken
Üşüyen bedeniniz midir ?
Ruhunuz artık donmaktadır.
Güneş ;ısıtmak için doğmaz ki dünyana Sadece ;”bak etrafındaki karanlıkları aldım.Şimdi ya gör,ya sev ya da...” Der gibi yayar ışıklarını ruhuna. Yorulmuş bir beden , Yorulmuş bir yürekte yaşayamaz dı. Mamafih ,sevda ilaçının son kullanma zamanı yazmamaktaydı.
 Baki aleme giderken,dönüpte baktığın hayat aynasında tek görebileceğin “Nefesini bahşedene aşk”adlı romanın son sayfasına koyduğun nokta ,yüzündeki tebessüm olmalıydı. Her şeyimi bana sunan tek sevdama Yürümenin heyecanıyla ... Bir ömür ağlamadan olmaz dı ya, Belkide bundan hep sevdim geriye benden kalacak soluk resimlerde , gülen bir nebahata bakan gözlerin ışıldısının toprağıma rahmet ile yansıyacağını düşünürken. Ona isyansız bir yürek ile gidemezdim. İsyanım ;”sevmenin bedelini ruhumun öderken yinede çok sevmesiydi. Hayatı sevmek için yaşamayalım. Yüreğimiz için hayatı sevelim. Zaman anlatılmayacak kadar uzun Bir nefes kadar kısa yazılmış iken kaderimize...
Toprağın kokusunu ,beyaz patiskaya bulaşmış çamurdan hissetmemeliydim. Çam ağaçlarının altında oturuşum Elimdeki kitabın sayfalarına akıttığın gözyaşlarımdan oluşan Bir tesellim olmamalıydı.
Kıyamda durmanın Rûküya eğilişin,Sadetini ... secdeye kapanan ,nurani aydınlığa dalışım olmalıydı.
Ağrılarıma merhaba demeden 
Evvel...
Kaybetmeden önce kazanmanın
Hazzını yaşatmalıydım Ölümsüzlüğe tek inanan ruhuma.
Hayatımın tek Nedameti,
Seni yazmak oldu.
Bari okuyabilseydin.
Aynı dili konuşamayanlar 
Aynı hikayenin kahramanları olamazlar dı.
Biri sevmeği
Diğeri ... Artık, benim için Ağaçlar farklıydı.  Bunu anlamam için gereken bedeli ödemiştim. Buğulu camları ellerim ile silmiştim. Berlinin ,ara sokaklarının penceresinden gördüğüm sıralanmış , mart ayına yenik düşmüş şecereler ne kadar da çılız kalmışlar dı.? Kış mevsimine yenilmişlerdi. Tıpkı benim gibi...
Sevgilerimle.