BİR SOKAK RETORİĞİ-2-


Ve siz,üşüyen bir çocuğun ellerini ısıtınız mı hiç ?Ya korkan bir çocuğun göz yaşlarını sildiniz mi ? Ya korkutucu karanlığın dehşet veren ürpertisini bilir misiniz?Tiksindiriciyoksulluğu,duvarları yıkık evlerde ki çaresizliği bilir misiniz? Bir göz ucuyla bile baksak,bir el atsak düzelecek belki de “Suçüstü”yaptığımız kimsesizlikleri! Kendi evlerimizin sıcaklığından dem vurup duygu yapmak gelmiyor içimden.Cümle sıcaklık sevgiyi verebilen yürekler.Yüreğimiz soğumuş anlaşılan toplum olarak.
Eli eline değmesin tamam.Zaten değdirmezsin bilirim! “Kirin kirine bulaşır!”
İnsan sevmiyoruz artık tamam bu da kabul!verebileceklerimizi versek sadece.Sevgiyi,şefkati,dudağımızın kenarında fazladan kalmış tebessüm kırıntımızı bağışlasak onlara,olmaz mı ? İçlerindeki yalnızlığa,kedere ortak olsak bir köşe başında,rüzgarın yüzlerine attığı tokatın acısını elimizin tersiyle de olsa okşayıp yatıştırsak .Geçirdikleri kötü günlere inat öpüversek alınlarının ortasından.
Toplumlarda “Sınıfsız”,”Adaletli yaşam istenci”sadece mutluluk veren bir hayal olarak mı kalacak kağıttan yasalar üzerinde?
Toplumun önünde yaşanan gerçekten çözümsüz bir proplem midir? Bu çocuklar nereye gidiyor böyle kör karanlıklarda?
Mark Twain “Bahtsızlar;bencil,garezci ve merhametsiz olurlar”der,günü geldiğinde bu toplumdan gördükleri muameleyi iade etmezler mi en acısından bu çocuklar?
Senin taştan kalelerine kimse zarar veremezkorkma.Yeni çağın yeni insanının mutluluğu taş duvarlar olmuş.Ama sokaklarda hayatın inleyişinin sızıntıları var.
Ne farkımız var onlardan düşünürsek? Bizler sıcak ortamların yalnızlığının sahibiyiz,onların yalnızlığı soğuk sadece! Öyleyse onları gördüğünde karşı kaldırıma kaçma yüreğin varsa.Kirli yüzlerinde ışıldayan gözlerine bak bir kez.İşte orada farkımız!
Onların yürekleri halen sıcak!
Gün gelir onların üzünçleri kağıttan sebeplerle çözülürde bizim ki nasıl çözülecek?
İstiyorum ki yaşadığımız hayatta hiç kimse param parça yaşamasın !Onlar orada dururken hiç kimse de tastamam insanım diye kendini kandırmasın!
Gece canlanan “Kaldırımları ve kaldırım insanlarının yalnızlığını”ne kadar da güzel anlatmış Üstat Necip Fazıl;
Kaldırımlar,çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar,içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar,duyulur ses kesilince sesi;
Kaldırımlar,içimde kıvranan bir lisandır.