Çocuk eğitiminde ailenin önemi ve sorumlulukları son derece önemlidir. Gerek çocukluğun ilk yılları olan okul öncesi dönemde, gerekse okul yıllarında ailenin vermiş olduğu eğitim veya takındığı tavır çocuğun kişilik gelişimini önemli ölçüde etkilemektedir.
Eğitimin Amacı
Başarılı ve mutlu olmanın yolu eğitimden geçer. Eğitim, insanın her çeşit öğrenme ameliyesini içine alan bir kavramdır. Bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal yönleriyle birlikte ele alınmasını gerektiren ve hayat boyu devam eden bir faaliyettir. Eğitimin amacı, iyi ve olgun insan yetiştirip, yeni nesli hayata ve istikbale hazırlamak olmalıdır. Eğitim, insanlara küçük yaştan itibaren, kişiliklerinin gelişip olgunlaşması için gerekli bilgilerin öğretilmesi, yararlı beceriler, iyi alışkanlıklar ve davranışlar kazandırmak amacıyla yapılan çalışmalar bütünüdür. Eğitim okulla başlayıp okulla biten bir etkinlik değildir. Eğitim, insan hayatının tümünü kapsayan bir değişme ve gelişme sürecidir. Bir çocuk dünyaya geldiği andan itibaren bu sürecin içine girmektedir.
Eğitim, karşılıklı etkileşimdir. Eğitim ve öğretim beşikten mezara kadardır. Bunun için de eğitimi haytın belli zamanlarına ya da kurumlara özgü düşünmek oldukça yanlıştır. İnsanın eğitime konu olmasında en önemli özellik, onun öğrenebilir olmasıdır. İnsanın öğenmesinde zihin yapısı (akıl, idrak, duygu) onu diğer canlılardan ayırmaktadır. Geniş anlamıyla eğitim ve öğretim bireye, aileden bütün insanlığa ve evrene doğru yayılıp gelişen sevgi ve bilgiyi aktarır. Amaç, seven, sayan, güvenli, bilgili başarılı, verimli ve doyurucu/mutlu bir hayat sürecek kişiler yetiştirmektir. Eğitim, olumlu yönde davranış değişikliği kazanma / kazandırma çabasıdır.
Eğitim pisikolojisi, çocuğun davranışlarına etki edecek olan değişme ve gelişmeleri inceler. Demekki psikoloji insanı bireyler olarak ele alıp inceler. Eğitim psikolojisinin gayesi, büyümekte olan çocuğa bilgi ve beceriler kazandırmak, karakterini geliştirmek, doğuştan gelen kabiliyetini ortaya çıkarmak bakımından öğretmen adayına yardım etmektir. Eğitim insanın bütün kuvvet ve kabiliyetini gerek kendi gerekse bütün insanlığın saadete götürecek bir tarzda geliştirmektir. İnsanın madî ve manevî bütün kabiliyetlerini geliştirebilmesi için önce çocuğun yetiştirilmesi faaliyetinde sorumlu olan aile ve cemiyettir; daha sonra ferdin bizzat kendi kendisini yetiştirme sorumluluğu vardır Eğitimin önemi konusunda atasözlerimizde de çok güzel örnekler vardır. “Ağaç yaşken eğilir”, Terbiye ve eğitimin etkili olması için küçük yaşta başlamak gerekir. Çocuklar mutlaka küçük yaşta eğitilmelidirler. Bu yaşlarda işlenmeye, her türlü bilgiyle donatılmaya elverişlidirler. Zaman geçip de büyüdükçe eğitilmeleri zorlaşır.
İslâm eğitimi, insanı bir bütünlük içerisinde eğitmeyi, iyi insan ve iyi Müslüman yetiştirmeyi hedef alır. İslâm eğitimcilerine göre, çocuğun eğitimine çok erken yaşlardan itibaren başlanmalıdır. Başlangıçta beslenme, giyinme, sosyal ilişkiler ve oyun gibi tabii davranışların eğitimine önem verilir. İslâm eğitiminde temel metot, sevgi ve şefkattir. Hz. Peygamber (sav), eğitiminin temeline; “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” (Müslim, Cihâd, Hds. 1732) buyurarak sevgi ile iç içe, hoşgörülü birer eğitimci olma düsturunu koymuştur. Eğitim ve öğretim; insanı akıl ve gönül bütünlüğü içinde, hem bu dünya hem de ebedî hayat için hazırlama ve yetiştirme sanatıdır. Eğitim; insanı, din ve dünya ile ilgili vazifelerini hakkıyla yapabilecek bir duruma getirmektir. Çocuklarımız geleceğimizdir. Onun için çocukların iyi eğitilmeleri, manevi değerlerle donatılmalarının sağlanması, sosyal kişilik kazanmalarının yanısıra; olumlu bir kişiliğe sahip olup anne babasına, akraba ve komşularına, ülkesine ve milletine ve insanlığa yararlı birer birey olması için elden gelen gayret gösterilmelidir.