Çocuklarımıza İbadet Bilinci Kazandırmak (2)

Çocuk ve Namaz

İlk görevimiz,  Allahın varlığına birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğine inanmaktır. İmandan sonra,   ikinci görevimiz namaz kılmaktır. Çünkü namaz dinin direği, ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah'a karşı en önemli ibadet görevimiz günde beş defa kıldığımız namazlarımızdır. Müslüman kişi namaz kılmakla mükellef olduğu gibi, çocuklarına da namazı öğretmek zorundadır. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Çocuklar yedi yaşına ulaştıkları zaman, namazı telkin ediniz. On yaşlarına ulaştıklarında ise, kılmadıkları takdirde hafifçe vurun ve o yaşta yataklarını ayırın."6 “Ehline, ailene namazı emret, kendin de o(nun güçlükleri)ne sabret.(Tâhâ, 20/132) “(Lokman, oğluna) ‘Yavrum, namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve (bu hususlarda) başına gelene sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdendir.”(Lokman, 31/17) Namaz kılmak, Hz. Lokmanın oğluna öğütlerinde azmedilmeye değer olan işlerin başında zikredilmektedir. Çünkü namaz çocuğun davranışlarını disipline edip onu olgunlaştıracaktır. Böylece çocuk  kararlı ve ölçülü  davranmaya alışacaktır.

Namaz eğitiminin 7 yaşında başlatılıp 10 yaşına kadar sürdürülmesi istenmiştir.7 Yani 3 yıllık bir kesintisiz çalışma ile çocuğa namaz alışkanlığı kazandırılabilecektir. Bu zaman içinde çocuk hiçbir şekilde kaba davranışlara, baskıya maruz bırakılmamalıdır. Bu olumsuz davranışlar, çocuğun namaza karşı sempatisini yok edebilecektir. Bu dönemde namaz için çocuğu küçük düşürmek gibi davranışlardan kaçımnmak gerekir. Çünkü ibadette ölçü ihlâs ve samimiyettir. Çocuklarımıza namazı sevdirmek için öncelikle kararlı ve düşünceli olmak zorundayız. Çocuklarımızı daha çok küçük yaşlarından itibaren namaz ibadetine karşı sevgi dolu olarak yetiştirmek gerekiyor.

1)İkna edip sevdirmek en temel düsturdur. Namazı sevdirin.

2) Sevdirmeden ve anlatmadan çocukları namaza zorlamak, namaz kılmalarını mecburi tutmak onları namazdan soğutur. Buna dikkat etmek gerekir.

3) En iyi öğretmen örnekliktir. Çocuklar, sizin namaza gösterdiğiniz saygı ve sevgiyi, ilgiyi  görmeliler.

4) Namazı ilgi çekici hale getirerek, çocukların sevgi dolu bir merak edinmelerini sağlamak gerekir. Kitaplarla, CD lerle namaz eğitimi çeşitlendirilmelidir.

5) çocuk güzel hediyelerle teşvik edilmeli, onun için sürprizler hazırlanmalıdır. Teşvik ve tebrik edilmelidir.

6) Kendisine ait bir seccadesi, tesbihi ve takkesi olmalıdır. Kız çocuklarına namaza mahsus özel  başörtüsü alınmalıdır.

7)  Beş vakit namaz, evde cemaatle kılınmalı veya çocuğun elinden tutulup camiye götürülmelidir.

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren ibedet duygusu aşılanmalı, bilgisi verilmelidir. Âlimler, yedi yaşından itibaren “çocuğa namaz öğretilmesi” hadisinden, namazla ilgili her çeşit bilginin öğretilmesi gereğini anlamışlardır; Namaz vakitleri, farzları, vacipleri, sünnetleri, namazda okunacak sûreler, duâlar, tesbihat, abdest ve temizlikle ilgili teferruat vs.

Çocuklara gerek ibadetlerle ilgili bilgilerin öğretimi, gerekse ibadetlerin yerine getirilmesi konusunda, İslâm'ın temel prensiplerini teşkil eden müsamaha, hoşgörü, sabır, sevgi ve şefkatle davranmalıdır. Böylece, çocuğun kalbi kazanılmalı, duygularına hitap edilmelidir. Zaman zaman teşvik ve takdir edilmeli, bazen maddî mükâfatlarla ödüllendirilmelidir. Çocuğun namazı zorla değil, isteyerek kılması için alt yapıyı ebeveyni hazırlamak zorundadır.  Çocuk ve Duâ

Duâ insan ile Allah arasındaki iletişimi sağlayan en önemli ibadettir. Bu nedenle ibadetlerin özü ve en değerlisidir. Duâ, kişinin Allah’a yakarması ve O’ndan isteklerde bulunması demektir. Çocuk duâ yolu ile Allaha sığınmaya, kendisini, onun korumasına bırakmaya alıştırılmalıdır. Zaten çocuğun dünyasında dua; kişisel kanaatlerin, istek ve şikâyetlerin Allah’a sunulması, bir bakıma korunma ve savunma aracı bir yakarış ve isteme faaliyetidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Bana duâ edin, duanızı kabul edeyim."(Mü'minûn, 23/60) "Kullarım sana Beni soracak olurlarsa, haber ver ki, Ben şüphesiz onlara yakınım. Bana duâ edenin duâsını kabul ederim." (Bakara, 2/186) Allah Teâlâ, kendisine duâ edenlerin duasını kabul edeceğini bildirmektedir. “(Rasûlüm!) De ki: (kulluk ve) duânız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin”(Furkan 25/77)  Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:  “Duâ mü’minin silâhı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.”8 “Duâ ibadetin aslı ve özüdür.”9 “Duâ, gelmiş olan musibet için de, henüz gelmemiş olan mu­sibet için de faydalıdır. Duâ belâyı def eder.”