İnsanlar ilahlık yolunda hızla koşmakta...ne büyük vahşet...
İnancıyla yaşayan insanları, inançları ile yaşamayan yahut ta kendi koyduğu yani
Dinin temel esaslarını baz almadan yaşayanlar da yargılamakta.
Bunun tam tersini de maalesef yaşanmakta...
Her namaz kılan, hacca giden ...vb
Kusursuz Müslüman olacak diye bir kayıt yok. Her kul nefis taşımakta, Yani istek ve arzularına zaman zaman boyun eğmekte.
Günaha dalmakta.
Böyle bir davranışta bulunan bir kulu görünce,
Tüm Müslümanlara laf söylenmekte
Yada inancıyla yaşamayan kullara, kendilerinde nasıl bir yetki görüyorlar
İse,
Ağızlara alınmayacak hakaretler edilmekte...
İki tarafı da anlamak mümkün değil.
Rahman ve rahim olan yalnız “ALLAH-Ü TEALA” dır.
Bahşedilen hayatın tüm hesabınınım verilecek tek makam sahibi Yaradan’dır.
Biz Allah’ın adı ile başlayalım her işimize.
Rabbimizin bize sunduğu misafir olarak kaldığımız dünya hayatında yaradana layık olmak için mücadele edelim.
Merhametlilerin en merhametlisinden
Daha adil ya da hakkı hukuku bilen değiliz.
Bizler kuluz.
Rengimiz, dilimiz ne olursa olsun,
“Yaratılanı yaradandan ötürü sevelim”
Müslüman ibadethanesine, evine, işyerine, okuluna, kışlasına girerken, dükkânını açarken, sözüne, konuşmasına, dersine başlarken, bağında bahçesinde ve iş yerinde çalışırken besmeleyi terennüm etmeli ve onu bir hayat tarzı haline getirmelidir.
Dillerimiz “bismillah” desin.
Yüreğimiz “hay Allah “diye zikr eylesin.
Bedenimiz yaradana yalnız boyun eğsin.
Yerin göğün yaratılan her şeyin
Tesbih ettiği teksin
Sen “besmele” sin...
“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah’ı tesbihederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır.” (İsrâ Suresi, 17/44)
Hayatımızda her kapıyı açmaya yarayan
Tek anahtarı ile dillerimiz...
Sonra yüreklerimizi ilahi aşk’a açalım.
Değerli okurlarım.
“ Bismillâhirrahmanırrâhîm”