Son yıllarda istemsiz gelişen gençlerimizi olumsuz etkileyen evlilik fobisi aşılabilir bir kavram mı?...
 Evlilik; yetişkin her bireyin neslinin devamı için gerekli ve hatta dinimizce helal ve sağlıklı beraberlikler için şart olan, toplumsal ve sosyal bir kurumdur... Ayrıca, insanın yaratılışı gereği kadın erkek lik dürtüsünü, ihtiyacını paylaşabileceği, (dini, hukuki, ahlaki) dahi sağlıklı tek yoludur evlilik...
  Gençlerimizi evlilikten ürküten sebepler?...
 Başlıca bilinenler geçim korkusu, uyum korkusu, daha kendi bireysel bağımsızlığını üstlenmekten çekinirken başka bir aileye karışma ve sorumluluğunu alma  korkusu yakın çevresinde gözlemlediği mutsuz evlilikler vb.
 Konuyu kabaca ele alır isek, kendi bağımsızlığını kazanamayan gençler ve olgunlaşma süreci, anne babanın geçimsizliği veya başka sebeplerle sekteye uğrayan çocuklarda daha fazla görülen kaygı bozukluğudur evlilik fobsi.
Evlilikte beklentilerin büyüklüğü mü bu korkuyu tetikler?
 Breyin evlilikten beklentisi istemsiz büyüyen bir olgudur. Çünkü her insan yaratılışı gereği hep en güzelini en idealini hayal eder ve genç bireyler her ne kadar olumsuz evliliklere şahit olsalarda kendi evliliklerinde böyle bir durumu asla kabullenemezler dahada ileri giderek bir takım savunma mekanizmaları geliştirerek evlilik korkularını perdelerler... Bilinen sebepleri çoğaltırsak; kimi askerliğini kimi eğitimini uzatır, kimi her şeyin dört dörtlük olması gerektiğini öne sürerek daha fazla para kazanması gerektiğini savunur. Tabi bu süreçte kendilerine en uygun adayı koloçan ederler bazen bir takım bahanelerle şunun huyu bunun boyu onun ailesi diye geçiştirirler. Bu düşüncenin altında yatan bir olguda belki daha iyileri çıkar karşıma düşüncesidir bazen. Durum böyle geliştiği süreçlerde evlilik fobisi kaçınılmaz bir gerçek olarak bireyde içsel bir çatışmaya yol açıyor...
“Kız ve erkek çocuklarının evlilik fobisine yol açan olumsuz anne baba rol modeli”...
 Kız çocukları eğer babasınından şikayetçi ise annesiyle kendisi ve toplumsal ilişkilerinden dolayı dolayı “Evleneceğim kişi böyle olacaksa ömür boyu bekar kalırım daha iyi”!. Aynı şekilde erkek çocuğu annesinden memnun değil ise yine kendisi ve babasıyla olan ilişkisinden kaynaklı “Böyle bir evliliğim olacaksa hiç evlenmem daha iyi” gibi sorun odaklı savunma mekanizmaları geliştirebilirler...
Sosyolojik olumsuzluklar nelerdir?
Evlilik çağına gelen gençlerimiz, yakın çevrelerinde ne kadar çok temeli bozuk çatışmacı evlilik örneklerine şahit olur ise o kadar çok evlilik olgusuna soğuk bakar ve evliliği esaret altına alınan köleleşen hayatı yaşanmaz kılan bir kavram olarak zihinlerinde içsel bir çatışmaya dönüştürürler...
 Bereberinde anne babası sorunsuz mutlu bir evlilik geçiren ve aşırı koruyucu aile kurumlarında  yetişen gençlerde de bu kaygı bozukluğuna rastlanabilir. Burada kız baba modeli araryışı içinde erkek ise anne modeli arayışından dolayı evleneceği bireyde olumsuz örenkleri anne veya babasıyla kıyasladığı için bu süreci yaşarlar...Bu ailelerde yetişen bazı çocuklar ise anne babalarından bağımsızlaşma korkusu yaşadığı için içsel bir evlilik kaygısı oluşturular...
Peki bizler kendi imkanlarımızla ne gibi çözümler üretebiliriz?
Öncelikle çocuklarımız açıkça belli etmiyor isede onlarla sempatik iletişime geçerek verdiği yanıtlardan anlayabiliriz sorunlarını. Örneğin; evlilikten beklentilerini evlilik kurumu hakkındaki düşüncelerini vb. Sorun belirlenir ise çözüme daha kolay varılır. Eğer bizim desteğimizle aşılamayacak boyutta ise konunun uzmanı danışman veya psikiyatri desteğine baş vurulabilir...
Şuda bir gerçekki evlilik kurumunun gerçekleşmesini maddi beklentilerin yüksekliğinden dolayıda zorlaştırıyor bazı mükemmelliyetçi ebeveynler...
Sözüm her iki tarafa ama burada madur olan daha çok erkek adaylardır. Çünkü evi geçindirme ve kurmakla yükümlü olan taraftır. Yaptığı onca masraf yetmez gibi bir yığın çokta gerekli olmayan absürt isteklerle sık boğaz edilirler. İstekler daha maksimun bir seviyeye indirmedikçe evliliğe hazır olan gençlerimiz dahi çekimser kalacaktır. 
Oysa dinimizde aşırılığa ve zorluğa yer verilmemiştir hiçbir zaman (s.a.v) Hz Peygamber efendimizin şu veciz hadisine kulak verelim: 
“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyinin, nefret ettirmeyiniz” 
Konuyla alaka lı diğer bir hadisimiz ise Resulüllah’da (a.s.) bize şöyle buyurmuştur: “Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa hemen evlensin. Zira evlilik gözü (haramdan) daha çok uzaklaştırıcı, iffeti de çok daha koruyucudur. Evlilik külfetine güç yetiremeyenler ise oruç tutsun. Çünkü oruç, şehveti kıran bir şeydir.”Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 2485 
Sonuç olarak bir makaleye böylesine hassas bir konu hiçbir zaman sığdırılamaz dinsel toplumsal bir sorun ve sorumluluktur üzerimize düşen vesselam...