Dünyanın en eski çetesi, Yahudilerin yönetiminde olduğu “faiz lobisidir”. Hâlâ bütün insanların kanını emmeye devam etmektedirler. Peki, bu Şeytanın maskarası olmuş faiz yoluyla para kazanan haramzadeler, 3 bin yıldan beri sürülüp aşağılandıkları halde nasıl ayakta kalmışlardır? Bildiğimiz kadarıyla izah etmeye çalışalım.

Faiz lobisine en büyük gücü devşirdiği komünistler ve hocalar vermektedir.

Yıllar boyunca “zengini daha zengin fakiri daha fakir” yaptı diyen komünistler şimdi kapitalizmin en büyük hamisi kesilmiş “faizsiz ekonomi mi olur?” diyecek kadar ilkesiz ve omurgasız olmuşlardır. Türkiye’de “faiz arttırılmalı” diyen akademisyen ve siyasetçilerin kökenini incelediğinizde bunların bir zaman “kızıl komünist” olduğunu görürsünüz.

Haklıdan değil de güçlüden yana olmayı Batı felsefesi dayatmaktadır. Bu nedenle materyalist felsefenin esiri olmuş komünistleri ciddiye alacak değiliz. Lakin “İslam dinini hâkim kılacağız” diye yola çıkan bir kısım hocalar; daha fazla ciddiye alınması gereken faiz lobicileridirler.

Bu hocaların en eski yöntemi Türkiye gibi İslam memleketlerini “darul harp” olarak görmeleridir. Bunlara göre İslam’ın 500 yıldan beri halifesi olmuş bu aziz vatan; savaş memleketi olduğundan İslam hükümleri uygulanamaz. Faiz de yiyebilir haramı da işleyebilirsin. Bizim de diyeceğimiz şudur ki; Cehenneme kadar yolunuz vardır. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar faiz yiyin. Nasılsa bu haram para hem dünyada hem haşirde bir şekilde size ödetilecektir. Allah, masum çocuklarınızı bu pislikten korusun…

Diğer bir kısım hoca ve akademisyenler ise Türk Lirasının tahvil karşılığında üretilerek faiz kaynaklı olduğunu bu nedenle yapılan her türlü işin faizcilik olduğunu söyleyerek Müslümanların kafasını karıştırmaktadırlar.

Bu zihniyete göre bakkaldan para ile ekmek alsanız, günaha girersiniz. Hatta faizle işlem yapması kanunen yasaklanmış olan katılım bankaları ile de işlem yapamazsınız. Çünkü Türk Lirası faizin kaynağıdır; diyecek kadar ileri gitmişlerdir.

Hâlbuki Türkiye ve dünyada para basma yetkisine sahip olan merkez bankaları devlet kontrolündedir. Tahvil karşılığı değil devletin talimatına göre para basarlar. Başta ABD olmak üzere karşılıksız basılan bu paralar; kovid süreci esnasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle halka kelle başına dağıtılmaktadır. Nitekim ABD ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke bunu yapmıştır.

Türkiye ise vatandaş sayısına göre değil; gelir durumuna bakıp düşük gelirli insanlara bunu vermiş ve halen de devam etmektedir.

Paranın faiz olduğunu iddia edenlerin unvanlarına baktığınız zaman doktor, profesör gibi akademik geçmişi olduğunu da görürsünüz. Hiç utanmadan faizsiz işlem yapan kurum ve kuruluşlara saldırmayı en önemli görev olarak kabul etmektedirler. Elbette bunları besleyip büyüten semirtip karşımıza çıkaran işte yazımızın başında belirttiğimiz bu faiz lobisidir. Faiz lobisi sadece Türkiye’de değil bütün dünyada çok güçlüdür. Bütün devletleri yüksek faizle borçlandırarak ekonomilerini felç etmişlerdir. “Enflasyonun altında faiz olmaz” diyerek yüksek faiz uygulanmasını isterler. “Reel faiz” diyerek hükümetimize var güçleri ile saldırmaya devam etmektedirler. Sanki faiz arttırılınca sorunlar çözülecek. Bu hergeleler yıllardan beri ekonomimizin faiz sarmalı sayesinde krizlere girdiğini herkesten çok iyi bilirler. Lakin beslendikleri Siyonist patronları böyle istediği için bu şekilde konuşmaktadırlar. Geçenlerde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açıkladı; tam 132 devlet negatif faiz uygulamaktadır. Yani enflasyondan daha düşük faiz verildiği ifade edilmektedir.