Kültür Sanat

Atatürk'ün kütüphanesindeki kitap "Alexis Gritchenko-İstanbul Yılları" sergisinde görülebilecek

Satıcı, yeni serginin de en az ilk sergi kadar ilgi görmesini beklediklerini kaydederek, sanatçının yalnızca İstanbul'a ilişkin eserlerine sergide yer verdiklerini söyledi.

İSTANBUL (AA) - Ukraynalı sanatçı Alexis Gritchenko'nun 1919-1921 arasında yaptığı İstanbul'u işlediği eserleri, Meşher'de sanatseverlerle buluşacak.

Beyoğlu'ndaki merkezde yarın açılacak "Alexis Gritchenko-İstanbul Yılları" serginin basın gösteriminine katılan serginin küratörlerinden Ebru Esra Satıcı, önceki yıl açılan Meşher'in programında renkli ve pek bilinmeyen konuların seçildiğini belirtti.

Gritchenko'nun 1921'de İstanbul'dan ayrıldığının altını çizen Çetin, "Buradan Fransa'ya gidiyor. Ancak İstanbul'u o kadar kalbinde taşıyor ki, buradaki anılarını bir kitaba dönüştürüyor. Sergi süresince de görülebileceği gibi, biz bu anı kitabını bir izlek olarak kabul ettik. Çünkü gün gün, burada neler yaşadığını kitaptan okuyoruz. Bu anı kitabı, Türkçe olarak Yapı Kredi Yayınları tarafından sergiyle eş zamanlı yayınlandı." diye konuştu.

Küratör Şeyda Çetin ise Gritchenko'nun 1919'da geldiği ve 2 yıl kadar yaşadığı İstanbul'da yaptığı eserlerin şimdiye kadar hiç sergilenmediğini söyleyerek, "Burada kendisi için bir geçiş dönemi yaşarken, bir taraftan da başta Hamdi İsmail ve İbrahim Çallı olmak üzere, Türk ressamlarla dostluk kuruyor. Türk aydınları diyebileceğimiz bir kesimle arkadaş oluyor. İstanbul'da her gün resim yapıyor. İstanbul'a büyük bir hayranlık besliyor. Ağırlıklı olarak suluboya yaptığı bu resimleri satma imkanı da buluyor." dedi.

Küratör Satıcı, sanatçının sergide Ayasofya'ya ilişkin eserlerin bulunduğu bölümdeki eserlere de değinerek şunları aktardı: "Ayasofya, Gritchenko için gerçekten bir tutku. Her gün olmasa bile neredeyse 2 günde bir gidiyor. Çok zor şartlar altında dahi oraya yürümekten çekinmiyor. Soğukta, kötü şartlarda İstanbul'un çamurlu yollarından bahsediyor. Hiç üşenmeden Ayasofya'yı görme isteğiyle yanıp tutuşuyor her gün. İstanbul'a gelmeden önce de bu böyle. Ayasofya bir çocukluk rüyası gibi bir şey. İçinde büyüdüğü Bizans tarihine, sanatına çok sahip çıkan bir kültürde büyüdüğünü anlıyoruz. Daha İstanbul'a gelmeden Ayasofya hakkında çok bilgisi ve ilgisi var. Gelir gelmez de ilk görmek istediği yerlerden biri Ayasofya oluyor. Burada kaldığı süre boyunca da en fazla ziyaret ettiği yapı Ayasofya."

Gritchenko'nun dinamik renkler ve kübizm etkisi taşıyan eserlere imza attığı ve kendisi tarafından ortaya konulan bir sanat akımı "dynamocolour" tekniğinden eserlerin de sergide görülebileceğinin altını çizen Satıcı, sanatçının bu teknikle 1923'te Fransa'da yaptığı otoportresinin sergide görülebileceğini dile getirdi.

Küratör Çetin, anı kitabının, sanatçının kişiliğine ilişkin çok güzel ipuçları verdiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "Çok esprili bir kişi. Yokluk içinde, çok zor şartlarda yaşamasına rağmen her zaman olumlu. 97 yaşına kadar yaşamış, uzun bir ömür yaşamış. İstanbul'da sığınmacı olarak yaşıyor. Daha sonra Fransa'ya göç ediyor. Kitapta bir mülteci hikayesi okuyoruz aslında. Buna rağmen resimle hayata tutunuyor. Sürekli esprili yaklaşımıyla yaptığı eserlerine daha ilginç bir gözle bakabiliyoruz."