Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, taşeron işçilerle ilgili düzenleme konusunda teknik çalışmaların devam ettiğini belirterek, "Çok fazla teknik bileşenleri söz konusu. Her biri ayrı ayrı problem olan teknik detaylar var, onların çözülmesi gerekiyor. Şu an o aşamadayız. Takvim vermek istemiyoruz ama çok uzun zaman alacağını tahmin etmiyoruz. Tabii verilen taahhütler, sözler var. O verilen sözlere uygun bir şekilde, onun özüne uygun bir şekilde düzenleme yapılacaktır." dedi.

Canikli, Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın diplomasıyla ilgili iddialara ilişkin bir soru üzerine, Erdoğan'ın diplomasının, diplomayı düzenleyen üniversite tarafından sayısız kereler kamuoyuyla paylaşıldığını, bu konuda en ufak bir tereddüdün söz konusu olmadığını söyledi.

Diploma üzerinde her türlü çalışmanın yapıldığını ifade eden Canikli, "Başkaları tarafından özellikle yapıldı, kriminal çalışmalar da dahil olmak üzere. Çünkü zaman zaman yaptıkları açıklamalardan bunu anlıyoruz. Bütün bu gerçeklere rağmen yapılan bu tartışmalar kasıtlıdır ve ahlaki değildir. Orada hiçbir sorun yok." diye konuştu.

Canikli, "Dün yayımlanan bir programda 'Namaz kılmayan hayvandır' diyen profesörle ilgili gerekli yasal işlemler yapılacak mı? Bu sözlerle ilgili görüşünüz nedir?" sorusu üzerine, programı izlemediğini, haber yapılması üzerine konudan haberdar olduğunu belirtti. Nurettin Canikli, şunları söyledi:

"Eğer zaten suç konusu teşkil ediyorsa gerekli soruşturmalar, kovuşturmalar yargı mercileri tarafından, mahkemelerimiz tarafından yapılır. Bunun önünde bir engel yok. Hükümet olarak, Bakanlar Kurulu olarak bir adım atmamız, bir müdahalede bulunmamız söz konusu değil.

Zaten suç ise gereken yapılır. Onun bir cezayı gerektiren bir eylem ya da söz olup olmadığının takdiri bize ait değil onu biz söylemeyiz. Şahsımıza ait bir değerlendirme farklı algılanabilir. Yargı süreci başlamıştır muhtemelen bilemiyorum, suç olarak telakki ediliyorsa savcılar zaten gereğini yapar. Şahsi görüşümüzün burada açıklanması farklı algılara, anlamlara yol açabilir."

"Eşcinsellerin yapmayı planladığı onur yürüyüşüne bu sene izin verilecek mi, Orlando'daki saldırının ardından şayet verilecekse ek güvenlik önlemleri alınması düşünülüyor mu?" sorusuna karşılık da Canikli, "Bu tür izinler verilirken, izin veren makamların göz önünde bulundurdukları bazı kriterler var. Yasalarla belirlenmiş, kendilerine verilen birtakım kriterler var. Dolayısıyla böyle bir talepte yetkili merciler bu kriterler açısından bir sakınca olup olmadığına bakacaklar, yok ise bu izinleri verecekler. Eğer izin verilirse bununla ilgili elbette güvenlik tedbirleri alınır." dedi.

Nurettin Canikli, "Yurt dışında verimli arazi kiralanmasından bahsettiniz. Ülkeler belirlendi mi, bu arazilerde ne ekilip biçilecek? Buna gereklilik var mı?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Var. Biz özellikle yağlı tohumlarda çok ciddi ithalat yapıyoruz, ciddi döviz ödemelerimiz söz konusu. Bunları örnek olarak söylüyorum, pamuk aynı şekilde, bunlar stratejik ürünler aslında. Gelecek açısından da tüketimi, kullanımı artacak ürünler. Türkiye'nin toprakları ve tarım potansiyeli belli, sınırlı. Bütün bunları karşılayacak bir imkanımız yok. Eğer ikame edip bir üründen başka bir ürüne geçtiğinizde geçtiğiniz ürünün açığını kapatıyorsunuz ancak bu sefer ekmediğiniz üründe açık çıkıyor ve ithal etmek zorunda kalıyorsunuz. Kesin çözüm, bunu birçok ülke, büyük ülkeler yapıyor, bu ülkeler bellidir. Ama bunları konuşmaya gerek yok.

Bu tür adımlar hassas bir çizgide yürütmeyi gerektiren konular. Hangi yöntemle elde edilebilecekse usulüne uygun bir şekilde kiralama ya da başka yöntemlerle, oralarda büyük arazilerden bahsediyoruz, açığımızı, ihtiyacımızı giderecek şekilde ürünün ekiminin yapılabileceği başka ülkelerdeki arazilerden bahsediyoruz. Usulüne uygun şekilde buralarda kiralanıp ya da elde edilip bu ekimler yapılacak. Türkiye'nin ihtiyacı öncelikle karşılanacak."

Canikli, o ülkelerdeki iş gücünün nasıl sağlanacağı sorusunu da "Maliyet karşılaştırması açısından bakıldığında, iş gücü maliyetleri Türkiye ile bu tür ülkeler kıyaslandığında isim vermeye gerek yok ama genel bir değerlendirme yapılabilir, 'O ülkelerdeki iş gücü maliyetleri daha düşük' diye bir genelleme yapılabilir.

Bu gerçekten hareketle verimin maksimize, maliyetlerin minimize edilmesi kuralı gereği öyle bir durum söz konusuysa tercih oradan yapılır ama elbette daha bilimsel daha nitelikli aranılan alanlarda bazı elemanlar Türkiye'den sağlanabilir, başka ülkelerden de sağlanabilir." şeklinde yanıtladı.

"Fetullah Gülen'in ABD gizli servisi CIA için kendi isteğiyle ajanlık yaptığı yönünde bir haber yer aldı. Size böyle bir bilgi ulaştı mı" sorusu üzerine de şunları kaydetti:

"Paralel Devlet Yapılanması olarak bilinen terör örgütünün Türkiye'deki faaliyetlerinin tamamen bertaraf edilmesi ve Türkiye'nin güvenliğine zarar verir olmaktan çıkarılması için çok yoğun çalışmalar yürütülüyor.

Elbette hukuk içerisinde, tamamen yasalar, yasaların verdiği yetki ve imkanlar çerçevesinde bu çalışma yürütülüyor, yürütülmeye de devam edilecek. Bu tip konuların, söylediğiniz hususların ispatı kolay şeyler değil. Bu tip iddialar hep gündeme gelir. Hatta ispat etmek de hemen hemen mümkün değil. Sadece bu konu için söylemiyorum, özellikle 'ajan, istihbarat' kelimelerinin geçtiği bir cümlede bu tür tespitlerin yapılması, tüm dünya için geçerli, hemen hemen imkansızdır.

Özellikleri gereği bu tür çalışmalar hep gizli yürütülür, farklı yöntemler kullanılır. Ama biz bu mücadeleyi kararlılıkla yürüteceğiz, önemli sonuçlar da elde edilmiş vaziyette. İnşallah artık Türkiye'ye diğer bütün terör örgütleri gibi tehdit olmaktan çıkartılacak aşamaya kadar bu mücadelemiz devam edecek."

Nitratlı gübreye ilişkin düzenlemelerin sorulduğu Canikli, satıcıların elinde satışı yasaklanan 280 bin ton nitratlı gübre bulunduğunu, bunun bir mağduriyet yaratmasının düşünülemeyeceğini aktardı. Canikli, "Zaten satışların en az olduğu bir dönem. Düşünün 1,5 milyon ton nitratlı gübre satışında 280 bin ton yaklaşık yüzde 20'nin bile altında bir orana tekabül etmektedir. Bu rakamlar dikkate alındığında herhangi bir mağduriyet söz konusu değildir.

Zaten satış izni verilmiş olsaydı şubata kadar bu rakamların belki yarısı, belki daha azı satılacaktı. Çünkü teknik nedenlerle nitratlı gübrenin en az kullanıldığı dönem bu dönem. Yoğun olarak şubattan sonra kullanılıyor. Şubattan sonra da gerekli altyapı çalışmaları, izlenmesine, takibine ilişkin çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalar tamamlanacak ve insanlar satışlarını yapmaya devam edecekler." dedi.

Editör Hakkında