Kültür Sanat

"Edebiyatın asıl görevi insan ruhunu anlatmaktır"

Yazar Ahmet Ümit, "Bir polisiye hikaye anlatarak insanları iyiliğe çağırabiliriz. Çünkü edebiyatın asıl görevi insan ruhunu anlatmaktır. Bu insan ruhu öyle belirsiz ki her an değişebiliyor. Bunu anlatmak için en iyi yöntem edebiyatta polisiyedir." dedi.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019" programı kapsamında "Edebiyatın Peşinde" başlıklı seminere konuk olan Ümit, Türk Edebiyat Vakfı'nda "Komiser Nevzat İstanbul'da" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Ümit, yazar olmaya rastlantı sonrası karar verdiğini belirterek, 12 Eylül darbesi sırasında tutuklanan bir arkadaşının olayını raporlaştırırken ortaya bir hikaye çıktığını ve bu hikayenin de 40 farklı dilde okuyucuyla buluştuğunu söyledi.

- "Polisiye roman, insan ruhunu en iyi şekilde anlatabileceğimiz bir türdür"

İlk polisiye metninin Tevrat'ta yer alan Kabil'in Habil'i öldürme hikayesi olduğuna işaret eden Ümit, şöyle devam etti: "Bu hikaye İncil'de de geçer. Aslında bu hikayeden sonra Musa Peygamber'e gelen 10 emirden en esaslısı olan 'Öldürmeyeceksin.' emrinin hikayesidir. Bundan sonra ben şunu fark ettim ki, bir polisiye hikaye anlatarak insanları iyiliğe çağırabiliriz. Çünkü edebiyatın asıl görevi insan ruhunu anlatmaktır. Bu insan ruhu öyle belirsiz ki her an değişebiliyor. Bunu anlatmak için en iyi yöntem edebiyatta polisiyedir. Polisiye roman sadece 'Katil kim, cinayeti kim işledi, suçlu kim, değildir. İyi polisiye roman insan ruhunu en iyi şekilde anlatabileceğimiz bir türdür."

Ahmet Ümit, iyi bir polisiye roman yazmanın zorluklarından da bahsederek, "Bence dünyanın en büyük yazarı olan William Shakespeare 'Hamlet' ve 'Macbeth'de cinayeti anlatmış, cinayetten yola çıkarak da insanı anlatmıştır. Shakespeare, insanın ne kadar tuhaf bir varlık olduğunu en iyi anlatanlardan biridir." değerlendirmesinde bulundu.