Spor

İşte Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin yorumları

CİLEN VIDEO HAKEM (UĞUR MELEKE-Hürriyet) Tabii ki bu derbiyi, 43’teki kırmızı karttan bağımsız değerlendirmek imkansız. Hakem, zeki olmalı. Bir müsabakanın ilk 5-10 dakikasından o maçın hikayesini tahmin edebilmeli ve tansiyonu belirlemeli. Dün gece Ali Palabıyık önleyici hakemlik yapabilse, ilk çeyrekte iki doğru kart kullansa maç o raddeye gelmeyecekti muhtemelen. Van Persie’nin Tosiç’e yaptığı hareket net kırmızı kart. Karşıdaki yardımcı Serkan Olguncan pozisyonu görüyor, zira son adam Tosiç’in hizasında. Pozisyonu gördüğünü, mikrofonuna konuşmasından da anlıyoruz. Peki Olguncan pozisyonu görüp mikrofona konuştuysa ne söyledi Allah aşkına? Van Persie’nin tekme-tokat girişi nasıl çözülemedi? Şu kulaklık ağına acilen iki video hakemi de katmak gerek. Acilen.

ATIBA GİBİ DAVRANMALIYDI (ALİ ECE-Hürriyet) Yılların tecrübesi Van Persie gerginliğin Beşiktaş’a yaramayacağını adı gibi biliyordu. Bunu Atiba da çok iyi biliyordu, Tosiç’i zor tuttu. Yoksa kırmızı karta neden olan pozisyonda zaten Tosiç’in “kafayla dokunuş”undan önceki Van Persie-Tosiç dalaşında her iki oyuncu da direkt kırmızı kartla atılmalıydı. Lakin maçın hakemi maçı “yönetmek” değil “idare etmek” için sahaya çıkmıştı. Palabıyık, dakikaya aldanmadan sarı kartlık pozisyonlarda sarı kartları gösterseydi maç bu kadar da gerilmezdi. Yine de Tosiç, Atiba gibi davranmalıydı!

TOSİC Mİ OĞUZHAN MI? (KENAN BAŞARAN-Hürriyet) Beşiktaş, yaklaşık yarım saat Fenerbahçe’nin kilidini kırmak için uğraştı. Nihayet Fenerbahçe ön tarafı ve orta alanı sürekli adam kovalamaktan yorulunca gedikler açılmaya başlandı. Üç-dört tane tehlikeli pozisyonla gol sinyali verildi. Sabırla gelinen nokta sinirle heba edildi.Van Persie, Tosic’in isyanını ‘profesyonelce’ kırmızıya dönüştürdü.Tosic’in siniri aslında bir anlık değildi. Bardağı taşıran son damlaydı.Çünkü kolunda kaptanlık bandı olan Oğuzhan, otorite kurmak adına gereksiz bir gerginlik içindeydi. Alper ile giriştiği didişmeyi hatırlayın. Kaptanın yaydığı negatif elektrik Tosic’e de sirayet etti.

OYNATMAK İSTEMEDİLER - Mehmet Demirkol (Fanatik) Fenerbahçe’nin büyük maçları rakibi durdurmak üzerine kurduğunu biliyoruz. Sahip oldukları tek plan bu. Dün bu başka bir seviyeye çıktı. Oyun oynanmasın istediler neredeyse. Temel plan, orta sahada sert ve sıkı markajla Beşiktaş’ın Quaresma’ya dönmesini engellemekti. Burada Ali Palabıyık’ın tavrı önemliydi. Maçın başında sarı kartla bu sertliğe karşı durabilirdi. Bunu tercih etmedi. Göstermediği sarı kartlar oyunun durma noktasına gelmesine yol açtı. Neredeyse oyun olmadı. Beşiktaş, Quaresma’ya dönemedi. Alışık oldukları akışkan oyuna giremediler bir türlü. Oyunun kuruluşununda Oğuzhan ve Talisca’yla topu çok ender buluşturabildiler. Oyun sürekli durdu ve üzerine konuşacak ya da analiz yapacak bir şey kalmadı. Burada Oğuzhan ve Talisca’nın oyunlarını sorgulamaları şart. Tabii hakemin de...

HEP O AÇIKLAMALAR (ERMAN TOROĞLU-Sabah) Uzun süre konuşulacak bir derbi oldu... Sonunda lig maçlarına da tesir edeceği kesin. Bir düşünün bu olaylar nereden geliyor? Başkanların verdiği sorumsuz beyanatları hatırlayın. Buna, bu tarz işler yapan tüm başkanlar dahil. Beyanatlar veriliyor, hedefler gösteriliyor. Maçtan önce Fenerbahçe taraftarını getiren otobüsler parçalanmış. Bu gerginliğin sebebi hep o açıklamalar.

Sonra maça geliyoruz... Van Persie ile Tosic birbirine dalıyorlar. İkili pozisyonlar var... Yani kazanın altına odun atılmaya başlandı. Fokur fokur kaynıyor ortalık! Ama şunu söylemeliyim. Van Persie'nin Tosic'le girdiği pozisyondan önce atılması lazım. Oğuzhan'la diyaloğa giriyor, tükürerek konuşuyor hafiften. İtişiyor, dalaşıyor. Sonra dönüyor tribünlere dil çıkarıyor. Araştırın bakalım tribünlere dil çıkarmanın manası nedir Hollanda'da, Almanya'da... Son derece kötü bir anlam taşır o hareket. Araştırıp bakın! Sonra dönüyoruz Tosic atılıyor. Tosic'in yaptığı hareket kesinlikle kabul edilemez. Sen kalk hakeme itirazını yap, kartını iste. Ama adama gidip kafa atarsan, kızarırsın.

BÜYÜK OYUNCULAR KAZANIR (GÜRCAN BİLGİÇ-Sabah) Büyük maçları, büyük oyuncularla kazanırsınız. Fenerbahçe sezonun finalini oynadı ve Galatasaray maçından sonra, Dolmabahçe'de de Hollandalılar ile zaferini ilan etti. 41. dakika elbette dönüm noktası. Fenerbahçe için maçın ezberi bu değildi. "Bekle, fırsat kolla" taktiği bir anda bitiverdi. Rakip taraftarla dolu bir statta, kendi oyununu kurmak zorunda kaldı. Ne yapacağını bilemez halde, eveleyip-gevelerken, günün ikinci artisti -ilki Van Persie- Cenk Tosun'un top yerine hakemle uğraşmasını, hızla hücuma çevirdiler.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ HAMLE (Cem Dizdar-Fanatik) Mesele ‘hakemi etkilemek’se o kadar taraftar, ‘mabed’ dediğin yeni stad ne işe yarar?.. Ve ilk yarının sonuna doğru Tosiç’in ‘kafa atma efekti’yle de durduk yere eksik kaldılar ve tüm kurguları bozuldu. Oysa oyunu ele almışlardı... Şenol Güneş, beş dakika oyunu süzüp ikinci yarının başında sadece ofansif etkisi olan Talisca’yı kenara alıp Mitroviç’i sahaya sürdü. Devamında görüldü ki başkasını değil de Talisca’yı kenara almak hücum oynayan bir takım açısından üzerine düşünülmesi gereken bir hamle. Bu değişiklikle birlikte maç tamamen Fenerbahçe’nin temel planı ‘savun, bekle, fırsat gözle oyunu’na döndü.

2 FARKLI DEVRE (Güntekin Onay- Vatan) İlk yarıda futbol oynamayı düşünen tek takım vardı sahada. Daha 11. dakikada 5 faul yapan, adam adama markajla sadece savunmayı düşünen F.Bahçe hücumda hiçbir şey üretemedi. Sarı-lacivertlilerin ilk yarı tek şut girişimi dahi yoktu. Devrenin ortalarından itibaren abartılı şekilde savunmada kalan rakibi karşısında üstünlüğü alan Beşiktaş, son vuruşlarda beceri sergileyemedi. Beşiktaş'ın yediği gol ise düşmemesi gereken bir tuzak ile geldi. 10 kişiyle rakip yarı sahaya yerleşip Cenk’in topu kaybetmesi ile kontrataktan gol yedi. Bu tip maçlarda eksik oynarken efor ve bireysel becerilere ihtiyaç duyulur. Beşiktaş’ta o becerileri sergileyecek Quaresma ve Babel, ihtiyaç duyulan anlarda sahne alamadı. Cenk ise hiç öncelik alamadı ve ceza alanı içinde top hep ayağına gelsin diye bekledi. Daha hareketli ve patlamalı oynaması lazım.

Önce rol, sonra gol! - (Attila Gökçe-Milliyet) “Kendilerine zarar verecek, misillemelere yol açabilecek davranışlar yapmaları için kışkırtan, bir kişiyi suçüstü yakalatmak veya o kişinin cezalandırılmasını sağlamak amacıyla söz konusu kişiyi (kışkırtılanı) bir suç işlemeye yönelten, yardım eden ya da suç işlemesi için fırsat yaratan kimse. “Ajan provokatör”, yani kışkırtıcı ajan böyle tanımlanıyor kaynaklarda...

Bu sözcüğü Robin van Persie için - üzülerek - kullanıyorum. Maalesef, dünkü hareketlerine, davranışlarına ve sportmenlik dışı tavırlarıyla maçı etkiledi. Önce taa Arsenal günlerinden arkadaşı Oğuzhan’la daha maçın başında “gider” yaptılar birbirlerine... Sonra hemen hemen girdiği her iki mücadelede itiş -kakışa başvurdu. Rakiplerini tahrik etti. Onların galiba en acemisi de Tosiç oldu. RvP’nin restine göğsünü kabartarak karşılık verdi. Evet, bir temas olabilir ama... Ne kadar sahici olduğuna seyredenler karar versin. RvP attı kendini yere. Ali Palabıyık’ın kırmızı kartı Tosiç’e çıkana kadar.