Gel kardeşim!
Bense seni Rabbine çağırmak için konuşacağım.
Bil ki senden O’nun istediğinden başka bir şey istemeyecek,
O’nu yüceltmekten başka, beni de öv demeyecek,
O’nda durulmaktan başka bir dertle dertlenmeyelim diyeceğim.
Gel kardeşim halleşelim, dertleşelim, ama çekişmeyelim.
Sevelim sevilelim ama sevgilerimizi tüketmeyelim.
Verelim, verilmesine aracılık edelim ama beklemeyelim.
Gülelim, eğlenelim ama haramla değil helalle yetinelim.
İstemek yetmez deyip, istediklerimiz için bedel ödeyelim.
Bu güne dek her kafadan bir ses çıktı ve kafan çok karıştı biliyorum.
Benimde öyle olduğu zamanlar olmadı desem yalan olur.
Fakat gün doğru, gece doğru, taş doğru da insan niye yanlış dersen;
Onlar doğru yerde, daima doğrulara adanmışlar da ondan derim.
Kainat bu hata kaldırmıyor!Nerde yanıldıysak ders almamız gerekiyor.
Ne mi yapalım diyeceksin, bekle şimdi ona geliyorum.
Herkes konuşadursun, biz iş yapalım.
Herkes bölüne dursun, biz birleşelim.
Herkes dövüşedursun, biz muhabbet ederek ‘hadi gel!’ diyelim.
Ne mi olacak yapalım da gör! Emin ol çok şey kardeş çok şey olacak.
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun dersen, basit derim.
Bu güne dek konuşanlar değil, hep yapanlar iş başardılar.
Ayrılanlar değil, tek yumruk olanlar kazandılar.
Kendine değil Rabbine çağıranlar, anılır olarak kaldılar.
Öyle ya sen kimsin, ben kimim ki? Mesele O’nu bilmek değil mi?
Öyle ise bu günden sonra demlenelim,dinlenelim fakat ertelemeyelim.
Konuşalım, susalım, yazalım fakat vakti israf etmeyelim.
Ne boş bir söz çıksın ağzımızdan, ne boş bir iş tutsun ellerimiz.
Başkasını bırak kendimizle olan ahdimizi bile her gün yenileyelim.
Biz bile bizi ciddiye almıyorsak, kim bize niye değer versin ki diyelim!
Oysa mesele varlık gösterebilmek ve anlam ifade etmek değil mi?
Varlığımızı varlığına adadığımızda, çok şeyin değiştiğini göreceksin!
Hiç hissetmediğin duygularla tanışacak, ‘nasıl yani?’ olacaksın!
Nasıl oldu ki tüm bunlar deyip sevinçten sarhoş olmuşçasına,
‘Ayaklarımı yerde tut ya Rabbi!’ diyecek kadar mutlu olacaksın.
Evet evet mümkün olduğunu yaşadıkça, tattıkça anlayacaksın.
Ne o inanmadın galiba söylediklerime, yoksa inandırıcı mı gelmedi?
Bil ki ben de senin gibiyim, fakat öyle çok şeye şahit oldum ki?
Ne bilgim yetti, ne tecrübem açıklamaya.
Ne gördüklerimle, ne fark ettiklerimle izah edemiyorum lütfen anla.
İşin sırrı galiba burada, anlayabildiklerimizle çıkmalıyız yola.
Ne oldu bu güne dek her şeyi anladığını sananlar anladılar mı?
Yoksa anladılar da biz mi anlayamadık diyeceğim fakat,
Ben bütün mantıksızlıkları, bütün egoları, bütün izimleri bırak derken
Aslında tam da bunu kastediyor ve seni bekliyorum.
Gel diyorum sadece! Gel ve arın! Gel ve durul! Gel ve kurtul!