Koçyiğit, yaptığı yazılı açıklamada, ikinci kez moral ziyaretine gittiğini ve ziyaretin ardından edilen hakaretlerden dolayı şaşırdığını belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk kurucusu, siyaset üstü olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün değerli sözlerinden sadece bir tanesini paylaşmak isterim izninizle. 'Efendiler, siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta Reis-i Cumhur olabilirsiniz fakat hiçbir zaman sanatkar olamazsınız.' Sanata, sanatçısına bu denli kıymet veren, dünyaya adını duyurmuş bir liderin ardından, Atatürk'ün izinden gitmeye çalışan aynı partinin lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun ülkesinin sanatçıları için az bile söylediğini ifade ettiği sert, nahoş bu sözleri, partisinin kuruluşundan bugüne var olan paydasıyla örtüşmediğinin bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Ülkesine yıllarını vermiş bir vatandaş ve duyarlı bir sanatçı olduğunu aktaran Koçyiğit, "Demokratik olmaktan sıkça bahsettiğimiz ancak bir o kadar da demokratlığa ters düştüğümüz şu zamanlarda biliyorum ki bu yazının ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün adını nasıl olur da telaffuz ederim diye eleştiren, beni açıkça dile getirdiğim fikirlerimden ötürü, halkın seçtiği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülke için yaptıklarını takdir ettiğim, fikirlerimi açıkça söylediğim için yandaş ilan eden, sırf kendisi ile aynı rengi seçmediğim için artık beni sevmediğini, hatta mümkünse son nefesimi vermemi istediklerini defalarca yazan, bu yorumları -yeni çağa ayak uydurursak- 'retweet' ve 'repost' eden binlerce kişi olacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Hoşgörümüz nerede?"
Hülya Koçyiğit, çağın hızına yetişmeye çalışırken insani değerlerin unutulduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Elimizin altında bulunan klavye ile kime neyi nasıl söylemek istiyorsak öyle söylüyor, hatta çoğu kez duyduğumuz şeyi doğru olup olmadığını bilmeden paylaşıyor, çarpıtıyoruz. Sırf aynı paydada buluşulmadığı için ötekileştiriyoruz birilerini ve bunu kimi zaman edepsizce, empatiden yoksun, şiddet eğilimi içerisinde yapıyoruz. Peki hoşgörümüz nerede? Hayatımızı zenginleştirecek olan kaybolmaya yüz tutmuş değerler sadakat, güven, sorumluluk, sevgi, dürüstlük, şefkat, adalet, merhamet, yardımlaşma, cömertlik, fedakarlık, hesap verilebilirlik, uzlaşmacılık, saygı, vefa, alçak gönüllük, tolerans, helalleşme, empati, kibirsizlik. Kendi içimizde doğru olanı aramayı her daim sürdürmedikçe, iyi insan olabilmeyi gayemiz haline getirmedikçe bu duygulara hasretimiz kat be kat artacak. Milli birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, sağduyu ile bunu koruyabileceğimiz günlerin hasreti içinde sözlerimi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bir başka değerli sözüyle bitirmek istiyorum. 'Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.'"