Kur’an’da en çok anlatılan kıssa, Musa ve Firavun kıssasıdır. Bunun nedeni bence Firavun tipinin birçok özelliği kendi bünyesinde barındırmasıdır. Her defasında tanrılık iddia eden Firavun’un karakteristik özelliklerinin mercek altına alınması, ibret vesikası olması açısından bir hayli önem arz etmekte.
Kıssanın nasıl olduğunu Kur’an’ı az çok okuyanlar bilirler.
Allah, Musa’yı Firavun’u uyarması için gönderir ve Musa, Firavun’un şiddetli inkarı ile karşılaşır. Daha sonra gelişen süreçte, Firavun’un tanrılık iddiası ve Musa’nın anlattıklarını boşa çıkarma çabası ile devam eder kıssa. Ne yaptıysa Musa’nın karşısında başarılı olamayan Firavun’un azgınlaşması, saldırganlaşması ve hemen ardından gelen süreç: İnananların imtihanı...
Ve bu sürecin nihayi sonucu ise Firavun adına tam bir hüsran. Tabi ki Musa için de müthiş bir zafer...
Peki günümüzde de çokça şahit olduğumuz mazideki ve istikbaldeki Firavunların karekteristik özellikleri neler? Neden Allah, bu kıssaya vahyinde bu kadar yer vermiş?
İşte bu sorunun cevabını yine vahyin ilgili ayetlerinde bulabiliriz...
İşte Firavun’un şahsında tüm zamanların Firavunlarının o özellikleri:
1. Her şeyi kontrol etme / yönetme isteği:
Bütün Firavunların ortak özellikleri çevresinde gördükleri her şeyi yönetme veya kontrol altında tutma hırsıdır. Bu özelliklerinden dolayıdır ki kendilerini gerek sözleriyle gerekse tavır ve davranışlarıyla tanrı olarak görürler. Bu durum her zaman “Ben sizin ilahınızım” diyerek ortaya çıkmaz. Bazen bir aile reisinin veya yönetici pozisyonunda olan insanların tavır ve davranışlarında da kendine yer bulabilir.
2. Hatalı olduğunu kabul etmemek:
Firavun karakterli insanlarda en fazla görülen ortak özelliklerden biri... Hata yaptıktan sonra o hatanın savunmasını yapmak ve kabullenmemek. Bu tip insanlara hatalı olduğunu apaçık da gösterseniz muhakkak bir bahane bulur ve o hatayı üzerinden atmak ister. Zira tanrılar hatasızdır... Bu durum aslında Firavuni kılıklı insanların toplumdan da dışlanmasını beraberinde getirir. Dışlanan bu insanlar da topluma içten içe düşmanlık beslerler.
3. Hakikatin belirleyicisi olduğunu zannetmek:
Bu özellik üzerinde uzun uzadıya durmayı gerektiriyor. Zira bir insan için hakikatin ölçüsü ne ise o onun tanrısıdır. Firavun ahlakına sahip olanlar için hakikatin belirleyicisi kendileri iken yalaka veya aklı örtülü kişileri için de ya bir şeyh ya bir hoca ya da bir idoldür. Bu anlamda şirk hastalığına sürkleyen en büyük karakteristik bozukluk budur. Allah ise inananları sadece Allah’ı referans/kıstas/ölçüt alarak yaşamaya davet eder. Hamd kelimesinin anlamı da budur...
4. Muhtaç olduğunu kabullenmemek:
Her defasında tanrılık taslayan Firavun’un ana karakterlerinden biri de muhtaç bir varlık olduğunu kabullenmemektir. İnsan, hayat sınavına gönderildiği dünyaya daha ilk anlardan itibaren muhtaç bir varlık olarak gelmiştir. Ufacık hava zerreciklerine dahi muhtaç olan insanın bunu görememesi ise başlı başına üzerinde düşünülüp ibret alınması gereken bir vakıadır.
5. Üstünlük iddiası:
Tanrılık taslayan insanın (sadece dil ile değil) ana iddiası ise “diğer insanlardan üstün olmaktır.” Zira üstün olmak heva ve heveslerin yolunu açar. Bu da “canımın istediğini yaparım” köleliğine götürür. Bu özellik belki de zalimlerin zalim olma sürecini başlatan ana özelliktir. Zira bugün dünyada yapılan tüm zulümler üstünlük iddiası üzerinden yapılmakta. Buna kavim, renk, ırk, dil, din, siyasi görüş vs. üzerinden yapılan üstünlük iddialarını örnek gösterebiliriz.
6. Zalimlik:
Üstünlük iddiasının bir sonucu olan bu özellik, kendisine inanmayan veya kendisnden olmayanları tıpkı Firavun’un anne karnındaki bebekleri öldürdüğü gibi öldürtecek veya yok ettirtecek kadar gözlerinin dönmesine neden olan bir özellik... Zalimler, reelde belki minik çocuklara, kadınlara, savunmasız insanlara zulmediyor olabilirler ama totalde kendilerine zulmettiklerinin farkında bile değiller.
Nasipse devamı yarın