Her yeni günde futbol figürlerimiz, ekran başında boy gösteriyor. Pasif agresif konuşmalar, tehditler ve suçlamalar… İş dünyasında başarılı olmuş, şirketler yöneten koca koca adamların ‘’adamlık, delikanlılık’’ konuşmalarını dinlerken sanki Kolpaçino filmindeki Özgür’ü, Tayfun’u, Sabri Bey’i dinliyormuşum gibi hissediyorum. Kulüpler arasında taraftarlarına şirin gözükmek için hakemleri baskı altına sokmak için yapılan atışmalara alışkınız. Bu durumlarda Federasyon Başkanı itidal çağrısı yapar, güven ortamından bahseder sonra da aradan çekilirdi. Bu sefer Federasyon Başkanı direkt kendisi ekranlara çıkıp tehditler savuruyor. Zaten kaos dolu olan Türk futbolu, şu anda tamamen yangın yerine dönmüş durumda. Acil müdahale edilmezse çok büyük olaylar da yaşanabilir. Acun Ilıcalı’nın ‘’yapı’’ konuşmaları, Ali Koç’un sahaya inip tartışmalar yaşaması, Dursun Özbek’in ‘’ El uzatanın elini kırarım.’’ konuşması. Ne oluyor ya? İki takım da lig yarışında işte, yine en mağdur siz misiniz?

Fitili ateşleyen olay

 Bence yaşanan olayların bir üst seviyeye gelmesinin başlangıcı, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun TV programındaki Okan Buruk söylemi oldu. Okan Buruk’un Oğuzhan Çakır hakkındaki ‘’Bir daha burada maç yönetemezsin.’’ sözü elbette çok yanlış ama Federasyon Başkanı, ‘’Göreceksiniz nasıl yönetiyor?’’ şeklinde bir açıklama nasıl yapabilir? İşte dananın kuyruğu orada koptu. Teknik direktörü tehdit eder mi ya Federasyon Başkanı? Eleştirirsin, ceza verirsin ama intikam olarak anlaşılacak bir cümle kuramazsınız. Kaldı ki bu hoca ileride, Millî Takım’ı çalıştırması beklenen bir hoca. Sonra formaya alınan bahis firması reklamı konusu; yüzde 100 haksız Galatasaray kulübü, bunda herkes hemfikir. Evet, haksız ama Federasyon Başkanı bu sefer başka bir TV programında ‘’Yargı takipsizlik kararı aldı, ne hikmetse(!)’’ diyor. Moderatör, “Yargıyla ilgili imada mı bulunuyorsunuz?” diye sorduğunda da ‘’ Ne hikmetse dendiğinde ne anlıyorsanız onu diyorum.’’ diyerek alenen yargının, Galatasaray’ı kolladığını söylemiş oluyor.

Çifte standart var

Federasyon Başkanı, TRT’deki konuşmasında ‘’Hakemlere söylenen her sözü bize söylenmiş sayarım.’’ dedi. Sonra da her zaman arkalarında duracaklarını ve onların da gelişmesi gerektiğini söylediği konuşmalar yaptı. Peki, Trabzonspor Başkanı’nın Fenerbahçe maçından sonra söylediği şerefle ilgili sözlerde neredeydiniz? Ya da Beşiktaş Yöneticisi Mete Vardar’ın Başakşehir maçından sonraki ‘’Hakemin çocuğu yerinde olsam akşam yüzünü tükürürdüm.’’ sözlerinden sonra neredeydiniz? Acun Ilıcalı’nın, “Hakemler yapı kurdu.” sözlerinde neredeydiniz? Bu sözler söylenirken ‘’Şike, yapı, eyyam’’ başlığında bir yazı yazmıştım ve oradan Federasyon Başkanı’na seslenmiştim; bu olaylar daha büyümeden çözmelisiniz diye. Siz, bu olaylar olurken sessiz kaldınız. Kötü sözlerinden dolayı hiçbir yönetici ceza almazken Federasyon Başkanı’na söylediği sözler yüzünden Dursun Özbek ceza alıyorsa –ki bence doğru bir ceza- kimse kusura bakmasın ama siz tarafsızlığını kaybetmişsiniz.

Spor Bakanı’mız ya da savcılar, bu işler daha da büyümeden müdahil olmalılar. Bu kavgalar halkta karşılık bulmadan halkı kin ve nefrete sürüklemeye çalışanlar uyarılmalı, gerekirse cezalandırılmalıdır.