Birleştirici değil,ayrıştırıcı ilkeler,insanları hayvani içgüdüleriyle hareket etmeye yönlendirdikçe vicdan ve merhamet duyguları yok edildi.İnsanlar insanlara,halklar halklara,devletler devletlere düşman oldu.
İnsanoğlu dinsel,toplumsal ve sosyal mutluluklar yerine ,kişisel mutlulukları,yaşamlarının asıl amacı yaptıkları süreçden sonra,hayatın tüm anlamlı getirileri anlamsızlaştı. Ve insanlık top yekun sefalete, felaketlere sürüklendi.Düşünsel yetilerini kullanmayı reddeden sözde düşün insanları yok etti,dünyanında insanlığınında geleceğini.
Peki Türk Toplumu olarak ne oldu bize? Nasıl bu kadar değiştik?Nasıl bu kadar olaylara duyarsız,şiddet sever,başkalarının acısına güler hale geldik?Büyüğe saygıyı,küçüğe sevgiyi unuttuk. Birbirimize tahammülsüzleştik,geçmişin güzelliklerini,değerlerimizi yaşamayı bıraktık.
Azar azar değiştik, dönüştük. Yaşadığımız dönüşümü sorgulamadık. Önce Ecdadımızdan utandık.Sonra tarihimizi unuttuk.Toplumsal değerlerimizi kaybettik medenileşme kılıfı arkasında.Arka sokaklarımızda ,ahlakımızı bıraktık.İnancımızı yitirdik Yaradan’a!Azar azar eksildik,farkedemedik.Türk toplumuna ait milli duygularımızı,kütlerimizi koruyamadık.
Bize ne oldu böyle toplumca,Cumalarımızı Pazar ettik?
Kaybımız çok derinlerde.Kalplerimizdeki sevgiyi,şefkati,merhameti yitirdik.
Biz yabancıyız bu gri şehirlere. Zemheri ayazları yaşıyoruz,masal kuşlarımız ölü.Zaman,kaybetti masumiyetini.İnsanlar ona keza.Şimdi olsa da koklasak geçmişin özlemlerini.Eski bir radyoda “O Mahur Beste”çalsa,azar azar kaybettirildiğimiz, geçmiş zaman mimozalarına inat.Yazı yine ağustos böceği anlatsa çatlayana dek.
Başkalarının eline bakmaktan, kendi elimizdeki hazinelerimizi zamana çaldırdık!Görünmez kavalcıların peşine takıldık toplumca.Kültürel mirasyediciler getirdi bizi bu hale.Yavan bilinçlerin,zihin yoksullukları azar azar tüketti değerlerimizi.
Huracanrüzgarları, hem memleketimizde hem tüm dünyada insanlığın dallarını kırdı.
Tüm yer yüzü kan kokusuna boğuldu.Küresel çıkarlar uğruna çıkarılan savaşlarda,milyonlarca çocuk,kadın,masum insan öldürülüyor.İnsanlar,ihtirasın,bencilliğin,kibrin,güç tutkusunun esiri oldular.Kalpler artık “İlahi Güç” korkusuyla ürpermiyor,gözler bunca ölüme ,kana gözyaşı akıtmıyor.Bir haller oldu bu devir insanına. Acı ve açlık üreten global düzen,insanlığı hızla uçuruma götürüyor.
İşte geçmişimiz,işte bu günümüz,işte hesaplaşmalarımız.İşte goblinler,işte pençeler,işte ölüm vadisinden akan insan kanıyla boyanan bir dünya.İnsanlık sefil bir iflas halinde.Hepimiz bizim gibilerin cehenneme çevirdiği bir dünyada yaşıyoruz.
Ülke olarak çılgınca bir sürüklenmeyle çukuruma gidiyoruz.Bu gidişatı önleyecek yeni fikirlere yeni oluşumlara,kültürel mirasımızın yeni kuşaklara aktarılmasına ihtiyaç var.Ola ki son anda uçuruma yuvarlanmaktan kurtuluruz.
Benim halen bir umudum var.İnsanlığın ,ülkemizin ve dünyanın kurtuluşu adına.
Ne zaman ki;Batının Emperyalizmi,doğunun Vicdan Sömürüsü”biter ,eski bir radyoda çalan “O Mahur”besteye kulak vermeyi başarırız ,memleketimiz kurtulur. Dünya mı ?Olimpos Tanrılarını yok etmeyi başarırsa Dünya da kurtulur!
Yok bunların hiç birini başaramazsak,tüm dünya insanlığı kurtuluş için “Mahşerin Son Atlısını”bekleriz! Çaresiz....