Namaz Kılmanın Önemi ve Faydaları

Namaz Kılmanın Önemi



Allah Teâlâ’ya kulluk yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada ve âhirette huzur ve mutlu¬luğa kavuşur. Zaten yaradılış gayemiz, Allah’a kulluk/ibadet yapmaktır. İlk görevimiz, Allahın varlığına birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğine inanmaktır. İmandan sonra, ikinci görevimiz namaz kılmaktır. Çünkü namaz dinin direği, ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah’a karşı en önemli ibadet görevimiz günde beş defa kıldığımız namazlarımızdır. Namaz Allah’ı sevmenin ve ona samimiyetle bağlanmanın bir göstergesidir. Namaz insanı Allah’a yaklaştırır. Yüce rabbimiz bize “ Secde et ve yaklaş” (Alak/19) buyurur. Demek ki Allah’a yaklaşmanın en iyi yolu secde etmektir, yani namaz kılmaktır. Namaz, “dinin direği” (Tirmizi, İman 8) , “mü’minin mi’racı” ve “cennetin anahtarı” (TirmiziTaharet 3) dır. Allah katında en sevgili amel odur. Peygamberimizin “gözümün nuru” (Neseî, Nisa, 1) dediği ibâdet yine namazdır.



Namaz Kılmanın Faydaları



Namaz kılmanın, maddî ve manevî pek çok faydaları vardır. Çünkü Allah Teâlâ, bizlere yararı olmayan hiç bir şeyi emretmemiştir. Zira Allah Teâlâ hiç bir şeye muhtaç değildir. İhtiyacı olan biziz, yapılmasını istediği her şeyde bizler için pek çok faydalar vardır. Peygamber (s.a.s.) herhangi bir işten dolayı sıkılır ise, hemen nama¬za koşardı (Ebû Dâvûd, Tetavvıf 22). Namaz, insanı sıkıntı ve üzüntüden korur Namaz hastalıklarımıza şifa kaynağıdır ve kalplere huzur verir. Tabiî ki namazı adabına uygun, dosdoğru kılmak gerekir. “Mü’minler, gayba, inanırlar namazı dosdoğru kılarlar” (Bakara, 2/3) İbadetlerin bir hedefi de, insanı ruhen ve bedenen sağlam tutmak, ruhi ve bedeni hastalıklara karşı korumak. İnsanın bedeninin gıdaya ihtiyacı olduğu gibi, ruhunun da gıdaya ihtiyacı vardır. Ruhun temel gıdası namazdır. Namaz insanı yalnızlık duygusundan kurtarır. Günde en az beş defa tekbir alırken dünyayı ve içinde bulunanları arkasına atan, bu hareketiyle en azından şunları demek ister: Bütün dünya bir yana olsa bana Allah`ım yeter. Ben ondan başka boyun eğecek kimse tanımıyorum. Zaten Müslüman’ın hayatı ezanla başlayıp namazla biter. Doğunca kulaklara okunan ezanla başlayan ve ölünce üzerine kılınan namazla noktalanan bir hayattır bu. Namaz, Allah’a yaklaştıran ve onun sevgisine sebep olan çok önemli bir ibadettir.



Namaz, Huzur ve Mutluluk Verir



Namaz, bizi yaratan, yaşatan, sayısız nimetleri veren Yüce Allah’a karşı bir kulluk görevimizdir. Namaz, insana asıl vazifesini ve bu dünyaya geliş amacını her gün beş defa hatırlatan bir ibadettir. Namaz ruhlarımızın gıdası, gönüllerimizin huzur ve mutluluğu, maddî ve manevî sıkıntılarımızın ilacıdır. Namaz, Yüce Allah’ın ihsan ettiği sayısız nimetlerine şükürdür Namaz kılanlar, Allah’ın emrini yerine getirmiş, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmış, dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşmuş olurlar. Namaz hayatımızı düzene sokar. Namaz insanı her türlü kötülüklerden ve ahlaksızlıktan korur. Namaz insan zihnini dinlendiren ve streslere karşı koruyan en mükemmel faaliyettir. Namaz üzüntülü anlarda Müslüman’ın sığınağıdır. Namaz kalbimize huzur ve mutluluk verir. Namaz, kişiyi Allah’a yaklaştırır ve cennete götürür. “Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle (namaz kılmakla, kur’an okumakla) huzur bulur.” (Ra’d, 13/28) Hz. Peygamber (s.a.s.): “Ya Bilal, kalk! Bizi namazla rahatlat” buyurmuştur.” (Ebu Davud, Edeb 86) Namaz, kişiyi rahatlatır, huzur ve mutluluk kazandırır.



Namaz Kötülüklerden Korur



Namaz, kalplere Allah korkusunu yerleştirerek insanı günah işlemekten korur. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmektedir. “Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlık ve kötülükten meneder. (Ankebût, 29/45) Ayete göre gerek abdest, kıraat, rükû, secde, ta’dîl-i erkân gibi zahirî şartlarına ve rükünlerine gerekse ihlâs, huşu, takva gibi manevî şartlarına özen göstererek kılınan namaz, haksızlık, ahlaksızlık ve her türlü kötülükten korur.



Namazı Kılmamak Büyük Günahtır



Namaz, Allah’ın kesin emridir. Bir kimse farz olduğuna inandığı halde namazı kılmazsa büyük günah işlemiş ve Allah’ın azabını hak etmiş olur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Onların peşinden öyle bir nesil geldi ki bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ilerde azgınlıklarının cezasını çekeceklerdir.” (Meryem, 19/59) Namaz, cennetin anahtarı olduğu gibi; namazı terk etmek de cehenneme girme sebebidir. Bazı kişiler, namaz kılmamak için birçok bahane üretirler. Bunlardan bazıları şunlardır: “Ben namaz kılmıyorum ama kalbim temiz.”; “Daha gencim, ileride kılarım.”; ”Ben de çalışarak ibadet ediyorum. Emekli olunca namaz kılarım.”; “Sonra kaza ederim.”; “Allah affeder”; “Kendimi henüz hazır hissetmiyorum.”; “Annem ve babam namaz kıl dediği için, onlara inat kılmıyorum.”; “Zamanım olmuyor” gibi bahanelerle namazı terk etmek, çok yanlıştır. Namaz kılmamanın en büyük nedeni, namazın önemini bilmemektir. Dünya ve âhirette huzur ve mutluluk içersinde olmayı istemek, bazı tatlı zahmetleri de beraberinde getirir! Ne mutlu beş vakit namazı gereği gibi kılanlara!  

- - - - -