TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 12 Eylül askeri darbesinin 44. yılına ilişkin yaptığı açıklamada, darbenin demokrasiye karşı en büyük ihanetlerden biri olarak tarihteki yerini aldığını vurguladı. Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 12 Eylül 1980'in milletin hafızasında derin yaralar açtığını ifade etti.

Kurtulmuş, darbenin ardından yaşanan hukuksuzluklar, işkenceler, haksız yargılamalar ve idamların toplumsal vicdanda derin izler bıraktığını belirtti. Darbe döneminde, milletin iradesinin hiçe sayıldığını ve vatandaşların hak ve özgürlüklerinin gasbedildiğini vurgulayan Kurtulmuş, bu karanlık dönemin demokrasiye ne denli zarar verebileceğinin en acı örneklerinden biri olduğunu kaydetti.

Resim 2024 09 12 142404553

Kurtulmuş sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

12 Eylül 1980 darbesi, aziz milletimizin hafızasında derin yaralar açarak, demokrasimize karşı en büyük ihanetlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır. O kara günlerde, milletimizin iradesi yok sayılmış, vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri gasp edilmiştir. Darbenin ardından yaşanan hukuksuzluklar, haksız yargılamalar, işkenceler ve idamlar toplumsal vicdanımızı derinden etkilemiştir. Bu karanlık dönem, demokrasiden uzaklaşıldığında nelerle karşı karşıya kalınabileceğinin en acı örneklerinden biridir.

12 Eylül darbesi ülkemizin bağımsızlığını da hedef alan bir emperyalist müdahale girişimiydi. Türkiye’yi ekonomik, siyasi ve toplumsal anlamda yıllarca geri götüren bu darbe dönemi, ülkemizin geleceğini karartmak amacıyla gerçekleştirilen iç ve dış müdahalelerin bir sonucuydu. Toplumsal kutuplaşmayı, özgürlüklerin kısıtlanmasını ve askeri vesayetin gölgesini beraberinde getiren bu süreç, hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak milletimizin özgüven duygusunu da zedelemiştir.

1982 ANAYASASI'NDAN KURTULMA VAKTİ GELMİŞTİR

Darbelerin ülkemize getirdiği zararlar sadece siyasi ve ekonomik kayıplarla sınırlı kalmamış, toplumsal uzlaşmayı ve demokratik olgunlaşmayı da sekteye uğratmıştır. Her darbe, her alanda Türkiye’yi geriye götüren büyük ihanetler olarak hafızalara kazınmıştır. Artık darbelerin izlerini geride bırakarak, darbe dönemlerinden kalan en büyük kalıntılardan biri olan 1982 Anayasası'ndan kurtulma vakti gelmiştir. Nasıl ki 12 Eylül'ün toplumsal, siyasi ve ekonomik bedelleri milletimizin kararlılığıyla aşılmışsa, şimdi de darbe anayasasını tarihin çöplüğüne atmak ve milletimizin iradesini tam anlamıyla yansıtan, demokrat, sivil, kapsayıcı ve özgürlükçü bir anayasa yapmak en büyük görevimizdir.

Resim 2024 09 12 142503536

Ancak böyle bir anayasa, toplumun her kesimini kucaklayan, kimsenin ötekileştirilmediği, hukukun üstünlüğünün tam anlamıyla sağlandığı bir ortamı temin edebilir. Katılımcı demokrasiye dayanan, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, toplumsal uzlaşmayı ve adaleti sağlayan bir anayasa, ülkemizin huzur ve güven içinde geleceğe yürümesinin en büyük güvencesidir. Türkiye’nin güçlü, adil ve demokratik yarınları, darbe anayasaları ile değil, millet iradesinin şekillendirdiği yeni bir anayasayla inşa edilecektir. Türkiye, bir daha asla darbelerin yaşanmayacağı bir demokratik ülke olmak zorundadır.

"GELECEK NESİLLERE OLAN BORCUMUZDUR"

Darbe anayasalarının değil, millet iradesinin şekillendirdiği bir Türkiye inşa etmek, demokrasiye ve gelecek nesillere olan borcumuzdur. Bu vesileyle, 12 Eylül darbesinin acımasız süreçlerinde hayatını kaybeden, haksız yere yargılanan, işkenceye uğrayan ve hakları ellerinden alınan tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, bu karanlık dönemin toplumsal hafızamızda açtığı yaraları unutmadan, demokrasi, özgürlükler ve değerlerimiz uğruna mücadelemizi sürdürme sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.

Kaynak: aslinda.com