Başlıktaki CHP’den kastım sadece seçmen değil; seçilen belediye başkanları, teşkilatlar ve CHP’nin sosyal ve politik bağlamdaki anlayışını ve Özel’in karşı karşıya kaldığı durumu kastediyorum.

Özgür Özel, 31 Mart seçim başarısının ardından farklı bir CHP oluşturma ve bu farklılığı hemen pratiğe dönüştürme anlayışı içinde hareket etmeye başladı. Bu ezber bozan, daha rasyonel, politik aklın; Türkiye’nin yakın geleceği için olumlu olduğunu düşünüyorum.

Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ziyaretinin ardından Devlet Bahçeli’yi ziyareti ve sonrasında yurt dışına yapacağı ziyaretler ile ilgili de bu ziyaretleri Dışişleri ve Millî İstihbarat’tan görüş alarak yapacağına ilişkin tutumu bugüne kadarki CHP genel başkanlarına kıyasla fark yaratan bir davranıştı.

Ancak özellikle Erdoğan ve Bahçeli ziyaretlerine, başta eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmak üzere parti içinde homurdanmalar ve itirazlar oldu; hatta Ekrem İmamoğlu’nun bu konuda ciddi anlamda rahatsız olduğu ileri sürüldü.

Özel, Arapça tabelaların sökülmesine, sığınmacılara neredeyse ırkçı düzeyinde söylemlerde bulunan Bolu, Aydın gibi belediye başkanlarına tepki gösterdi. Arapça tabelalar sökülürken bunun Kur’anı Kerim’in yazısı olduğunu, dindar vatandaşın hassasiyetini haklı bulduğunu söyledi. Ancak bu tavır karşısında Özel’e en sert itirazın seçmen tabanından geldiğini görüyoruz.

AK Parti’nin oy kaybetme nedenleri arasında gösterilen ve benim de katıldığım toplumsal adalet duygusunun belli alanlarda sarsıldığı; toplumun adam kayırmacılığı gibi liyakatin yerine tanışıklığın kriter olduğu yerde ekonominin mutfağında yarattığı sarsıntıyı göğüslemekten ve AK Partiyi desteklemekten vazgeçti. CHP belediyelerindeki seçim zaferinin neredeyse ertesi günü Ataşehir Belediye Başkanı’nın eşinin Çekmeköy Belediyesi’ne danışman olacağı konuşuldu. Sarıyer, Bursa belediyelerinde de belediye başkanlarının akrabalarının önemli pozisyonlara atandıkları görüldü. Bu durum yine seçmen nezdinde “Gelen gideni aratıyor…” olarak algılanıyor iken bu durumda en sert tepki yine genelge yayınlamak zorunda kalan Özgür Özel’den geldi.

Kısacası Özgür Özel, daha demokrat ve temiz bir siyaset anlayışı ile Türkiye’yi, kavga etmeden ve daha fazla kutuplaştırmadan içinde bulunduğu ekonomik sorunlar başta olmak üzere toplumda bir huzur ortamı inşa etme anlayışına sahip olmasına karşın; bütün bunlara bir şekilde direnç gösteren bir parti ve seçmen tabanıyla karşı karşıya. Bu sosyal ve politik bağlam üzerinden Özgür Özel’in başarılı olup olamayacağını bugünden söylemek çok zor ancak ülkenin gerçek yurtsever ve aydınlarının desteği olursa mümkün olabileceğini düşünüyorum.