Meczup ana her şerde her musibette bir hayır arardı. 
Adeta başa gelen musibeti, Allah’ın kuluna olan sevgisinin delaleti olduğuna inanır ve kulun Allah tarafından terk edilmediğini savunurdu. Dahi güzeli görmeye göstermeye çalışırdı, yaratılan her varlıkta. 
Neden meczup dersin kendine ana dediğimizde ise Allah’ın fukara bir meczup’uyum da ondandır canlar ondandır derdi ... 
Ayrıca meczup ananın hitap şekliydi konuşurken oğul diye seslenişi, yani erkek olsun kadın olsun oğul diye hitap ederdi alışkanlık olmuştu atalarından. 
Yine bir Ramazan ayı yaklaşıyordu meczup ananın muhabbetini özlemiş ziyaretine gitmiştim. Laf lafı açarken sahi meczup ana Ramazanda yaklaşıyor nasıldı eskiden Ramazanlar? Diye sordum... 
Dokunmuş olmalıydım ki gönlüne derin bir soluklandı önce “hele anlatayım da dinleyiver o vakit”.. ben de yad edeyim o günleri sayende dedi... 
Ben sana anlatırım da can kurban, sen anlatsan da başkasına ben olduğumu söyleme emi güzel evladım bilmeyiversin kimseler Hem böyle kerametleri yaşayanlar bilinmez ise daha evla olur imiş oğul... 
“Neyse dinleyebilecen mi sabırla sordun amma”?..  
Oy can anam hiç dinlemem mi? sen anlatırsın da, keyifle hemde zevkle dinlerim hem senden öğrenecek daha çok şey var güzel anam dedim gülüştük sonra hoş bir edayla... 
- Meçzup ana; her gelen Ramazan daha bir coşkuyla gelir idi daha bir sevindirirdi Elhamdulillah... 
Amma orucu yalınız tutardım yalınız kalkardım sahura buda beni çok üzer gönlümü burkar idi. Erim tutmaz idi biraz alışkanlık biraz inanç gevşekliği zâhar, artık istese de tutamazdı ya hastalandı tansiyon şeker çıktı. Hep ağlar üzülür dualar eder idim namazını kıla orucunu tuta deyi amma belki ben hakkıyla istemeyi bilemedim Yaradanım dan, yada nasibim der idim bu gün oldu durum değişmedi birazda kader nasip oğul Mevlam layık görecekti... 
Öyle olması gerektiğinden’dir olacak olmuştur bize de olandaki hayrı görmek düşer elbet oğul..  
Ne ise sadede geleyim ikide evladım var şükürler ola, o vakitler küçükler idi daha şimdilerde birlikte yaparız sahurumuzu iftarımızı Hamdlar Ola... 
Ramazan’da kimseye iftar ettiremezim deyi çok üzülür idim amma bir güne bir gün heç üşenmez gücenmez sahurumu kaçırmaz idim. Kalkar sahurun o ulvi edasını yaşayım deyi hem haneme yansıya tecelli ola deyi oğul. Hanelerde Ramazanı özler feyzinden nasiplenmek ister unutma!.. Ramazan sohbetleri olan kanalları açar idim radyoda dualar eşliğinde hazırlardım çayımı azığı’mı ardında mukabele’mi okur namazımı eda ediverir, bazı vakitlerde de seher cüzüne camiye gider idim. Cemaâtin feyzinden nasiplenmek daha bir ihlaslı olur idi, her şeye rağmen geçen günler güzel idi oğul... 
Bir gün, camiden dönmüş hemen uyuyuvermiş idim öylece içim geçmiş. Bir rüya gördüm oğul gösterene Yarattıklarınca Hamdlar ola şükürler ola. Mahşer meydanı idi rüyamda amel defterleri verilen mahşeri kalabalığın dehşeti ürpertisiyle girmiş idik sıraya!..  
Adımı seslendi sonra derinden bir ses!.. Yaklaştım usulca kan ter içinde merakla ne olaki amelim acep deyi. Kocaman bir vezne kulubesi gibi idi camdandı her yanı şeffaf. Şaşkın şaşkın bekler iken elime süt beyaz bir kağıt sayfa tutuşturdular, baktım heç bir şey yazmaz idi şaşkınlığım eyce arttı, arkasını çevirdim sonra baktım bir söz yazıyor idi “Kocana Sabret Mükafatını Alacaksın” yaaa oğul aynen böyle yazıyor idi uyandım bu gün olmuş hala etkisi vardır oğul ağlarım hatırıma gelende. Şimdi O ki, Alemlerin Rabbi Rahmet Sahibi böyle bir uyarıya nasip gördü ise biz garip meczubu sabredilmez’mi o vakit hamdlar ola şükürler ola Elhamdulillah...  
O gün o feyizle komşuma iftariyelik bir şeyler almak geldi içimden cüzdandaki para belli amma Allah böyük dedim. Hem eve hem komşuma birkaç yemelik azık alıverem deyi koyuldum bakkal yoluna baktım almak istediklerime param yetişmeyecek bende komşuma alıver’em dedim o vakit. 
“Oğul, hele ben deyem de sen söyle keramet değilde nedir”?.  
Uzatıverdim bakkala parayı, bana hesapladı tekrar para üstü deyi verdi. “Evlat bu para aldıklarıma anca yeter idi bu da nedir”? Teyzem kurban, paran azığına yetti buda üstü dedi emin misin oğul bir daha bak hele dedim aman ha oğul hak geçmeye!.. Baktı bir yanlışlık çıkmadı hayr ola Hasbunallah hayrlar ola. Oysa ben biliyo idim oğul paraya döne döne bakmış idim...  
Neyse şaşkınlıkla evin yolunu tuttum ne ola ki nasıl ola ki deyi içimden geçire geçire hayra yordum elbet. Neyse çaldım komşumun kapısını çocukları da var idi Allah bağışlasın üç tane küçükçeler idi çok sevindiler komşum çok dualar etti Allah’ım razı ola bacım “Verdiğinin yerini Allah tez vakit doldura İnşallah” Senden de bacım senden de İnşallah hadi Allah’a emanet kal selametle dedim.  
Amma ben bu duayı önce akıl edemedim eve geçtiğimde hesap ediverdim aklım anca erdi oğul. Ey Allah’ım dedim Allah’ım sen ne büyüksün, ne yücesin, ne merhametine ne keremine akıl sır erer Ya İlahi... Daha eyilik yerini bulmadan veriyon hamdlar ola şükürler ola... 
İşte oğul böyle idi, Ramazan ola gele de bereketi olmaya mı heç. Ramazan bereketini yanı sıra, içinde taşır içinde getirir oğul. Öğrenirsin ki içini rahat tutar isen tam teslim olur isen O her şeye Kadirdir İnşallah Elhamdulillah Subhanallah... 
Öylesine kendimden geçmişim ki, gözlerim dolu dolu dinledim meczup anayı ve o halde saatlerce dinlerdim. İnsana İlahi bir feyiz aşılıyordu sanki, sözlerinde ki mana kılıfları. Maşallah dedim. Allah ondanda bu hikayemizi okuyanlardan da, Baki razı olsun vesselam ved dua ile...