Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin birçok kazanım elde ettiğini dile getiren Kurtulmuş, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız, kendi iç işleyişleri içerisinde kendi sorumluluklarını yerine getireceklerini ancak Türkiye'nin daha güçlü ve daha büyük bir millet olarak ileriye gitmesi hedefi etrafında bütünleşmeleri gerektiğini söyledi. 

"Türkiye son yıllarda ilkeli, çok taraflı ve bağımsız bir dış politika izliyor" 
Kurtulmuş, İsveç'in NATO üyeliği konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Meclis karar verecek" sözünü sarf ettiği hatırlatılarak, "Bundan sonrası için Meclis dış politikada daha mı etkin olacak?" sorusuna, TBMM'nin zaten dış politikada etkin bir kurum olduğunu, hemen hemen bütün ülkelerle ilgili dostluk grupları bulunduğunu söyledi. 

Mecliste, NATOPA'dan TÜRKPA'ya kadar çok sayıda dış komisyonun da olduğunu belirten Kurtulmuş, bu komisyonların TBMM'nin çok taraflı ilişkilerini yürüttüğünü ifade etti. Bu hafta içerisinde İrlanda'da düzenlenecek Avrupa Birliği ülkeleri Meclis Başkanları Toplantısına katılacağını bildiren Kurtulmuş, her platformu, Türkiye'nin tezlerinin anlatıldığını ve Türkiye'nin dostluklarını artırdığı, düşmanlıklarını azalttığı uluslararası platformlar haline getirmek istediklerinin altını çizdi. 
Türkiye'nin son yıllarda ilkeli, çok taraflı ve bağımsız bir dış politika izlediğini kaydeden Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna krizinde orta koyduğu tavırla bunu bütün dünyaya gösterdiğini belirtti. Kırım'ın ilhakı, Rusya'nın Ukrayna'nın son bölgelerinde aldığı ilhak kararını tanımadıklarını hem Ruslara hem de uluslararası platformlarda dile getirdiklerini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti: 
"Bölgesel ve küresel çok büyük savaşların fitilini ateşleme kabiliyeti olan bu çatışmada Türkiye olarak her iki tarafla da konuşarak barışın yolunu bulmaya gayret ediyoruz. Bu önemli ve ayrıcalıklı bir dış politika anlayışıdır. Bunu devam ettirmek için parlamentolar arasındaki dostlukları arttırmak, ortak adımların atılmasını temin etmek, yeni Türk devletler teşkilatı bünyesinde parlamentoların, bölge ülkeleri parlamentolarının, Avrupa parlamentolarının içerisinde Türkiye'nin tezlerinin daha etkin anlatılması ve sonuç alınabilmesi, TBMM'nin gücünden yararlanmak. Parlamenter diplomasiden kastettiğimiz budur." 

"Herhangi bir ülkenin NATO'ya girip girmemesi konusunda kategorik olarak çekincemiz yoktur" 
İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'ni TBMM Başkanlığına göndereceğini, kendisinin de tezkereyi yasalaşma sürecinin başlaması için Dışişleri Komisyonu'na havale edeceğini belirtti. Komisyondaki görüşmelerin ardından konunun TBMM Genel Kuruluna geleceğini ifade eden Kurtulmuş, Meclis'in bu hususta karar vereceğine işaret etti. 

"Nihayetinde bir uluslararası sözleşme olarak İsveç'in NATO'ya girip girmeme kararını verecek olan yer tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Cumhurbaşkanlığı burada göndereceği tezkereyle birlikte bu sürecin ilk adımını atacaktır" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: 

"Biz bu konuda da çok ilkeli bir tavır içerisinde olduk. Yani Finlandiya ve İsveç'in her ikisi birbirine çok benzer, güvenlik öncelikleri birbirine çok benzer iki ülke olmasına rağmen Türkiye olarak Finlandiya'ya başka bir reçete, İsveç'e başka bir reçete uyguladık. Bunun sebebi de şuydu, özelikle İsveç'te hem Türkiye karşıtı bölücü örgütlerin çok rahat hareket ediyor olması hem de İslam karşıtı eylemlerin polis gözetiminde, tabiri caizse özendirilerek, sırtları sıvazlanarak bunların bir şekilde eylemlerine göz yumulması tabii ki Türkiye'nin kabul edebileceği bir şey değildir. Bununla ilgili defaatle uyarılar yapıldı. İsveç, 'Belli adımlar attım' dedi, bu konudaki iyileştirmeleri gündeme getirdi. Tekraren burada bir kere daha TBMM Başkanı olarak söylüyorum bizim herhangi bir ülkenin NATO'ya girip girmemesi konusunda kategorik olarak bir çekincemiz yoktur. Ancak egemen bir ülke olarak Türkiye'nin önceliklerinin muhatabımız olan, yani İsveç tarafından da dikkate alınmasını, gereğinin yerine getirilmesini, hızlıca adımlar atılmasını temenni ediyoruz. Ayrıca anlamakta zorluk çektiğimiz bir husus, hem Türkiye'nin onayıyla NATO'ya girmeyi bekleyeceksiniz hem de kendi ülkenizde terör örgütlerine ve İslam karşıtı bu insanlık dışı faşist gösterilere zemin hazırlayacaksınız. Bunların ben İsveç tarafından da kısa sürede gözden geçirileceğini ve olumlu adımlar atılacağını ümit ediyorum." 
"Boynumuzun borcunu ödemek zorundayız" 

Kararın TBMM'nin takdirinde olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Meclis'in görüşüne karşı bir şey söyleyemeyeceklerini vurguladı. 

TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasayla ilgili soru üzerine, şu ifadeleri kullandı: 
"TBMM Başkanı olarak benim görevim, anayasa tartışmalarının önünü açmak, bunun doğru bir zeminde, doğru yöntemlerle tartışılmasını temin etmek, mümkün olan en yüksek siyasal katılımın bu anayasa tartışmalarının etrafında bütünleşmesini sağlamak ve inşallah yapabiliyorsak anayasayı da yaparak, millete, gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzu daha da açık söyleyeyim boynumuzun borcunu ödemek zorundayız. Şimdi bu amaçla önümüzdeki haftalarda Meclis eski başkanlarımız, Türkiye'deki yüksek yargı mensubu arkadaşlarımız, bunları ya ayrı gruplar halinde ya da bir masa etrafından toplayarak anayasa tartışmalarıyla ilgili onların da tecrübelerini ve görüşlerini almak, sürecin başlangıcında olumlu katkılarını temin etmek niyetindeyim." 

Cemil Çiçek'in TBMM Başkanı olduğu dönemindeki tartışmaları hatırlatan Kurtulmuş, o dönemde 64 madde üzerinde anlaşma sağlandığına işaret ederek hiçbir tartışmanın boşa gitmediğini kaydetti. 
Anayasa konusunda ekonomiyle ilgili bazı taleplerin yer aldığının belirtilmesi üzerine Kurtulmuş, "Bana 'İdeal bir anayasa nedir? diye sorsanız, bir cümle yazarım, devlet adaleti sağlamakla yükümlüdür" ifadesini kullandı. 

Her fikre açık olunması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, iş dünyasının görüşlerinin, farklı siyasi görüşlerin, kanaat sahiplerinin görüşlerinin dile getirilmesinin, müktesebatın önemli olduğunu söyledi. 
İç Tüzük çalışmalarının baştan ele alınıp alınmayacağının sorulması üzerine ise Kurtulmuş, neyin aksadığını bildiklerini belirterek, "Yasama kalitesini nasıl artırırız? Meclis'in komisyonlarının nasıl daha iyi çalıştırabiliriz? Meclis'teki genel kurul tartışmalarını lüzumsuz, vakit alıcı ve rencide edici tartışmalar olmaktan nasıl kurtarırız? Birkaç günlük çalışmayla burada sonuç alınabilir. Anayasaya göre daha kolay. Ne istediğimiz daha somut olarak biliniyor. Anayasada da öyle ama o daha uzun metin çalışmalarını gerektirecek. Mutabakat, yüzde 100 mutabakat olmasa bile en azından çoğunluğu temsil eden bir mutabakatla ortaya çıkması daha zahmetli bir süreç. Onun için İç Tüzük'ü önceleyerek konuştum" diye konuştu. 

"Bazı komisyonların ayrılması, bazı komisyonların yeniden ihdas edilmesi gerekir" 

İç Tüzük'ün yerel seçimlere kadar yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Eğer partiler oturur, konuşur, uzlaşırlar, belli bir noktaya gelirlerse hemen getirilebilir. İç Tüzük'ün yerel seçimle bir ilgisi de yok" yanıtını verdi. 

Numan Kurtulmuş, partilerin uzlaştığında İç Tüzük'ün çıkabileceğine inandığını sözlerine ekledi. 
TBMM'deki komisyonların güncellenip güncellenmeyeceğine, yeni dostluk grupları kurulup kurulmayacağına yönelik soru üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti: 

"İç Tüzük'te yapılması gereken çalışmalardan birisi de o. Şu anda eski dönemlerin kabinelerindeki bakanlar kurulunun aşağı yukarı benzer isimlerin, Gençlik, Spor, Eğitim ve Kültür Komisyonu, hiç birbiriyle ilgisi olmayan, geçmiş dönemlerden kalmış bir şey. Bunun mutlaka bir şekilde değiştirilmesi, tarım ve bayındırlık vesaire bunların bir arada olduğu bir komisyon, bu komisyonun ayrışması. Fonksiyonel, Türkiye'nin ihtiyaçları olan, şu andaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin içerinde ayrıştırılmış olan, devlet ve hükümet fonksiyonlarına uygun burada da komisyonların geliştirilmesi gerekir. Bazı komisyonların ayrılması, bazı komisyonların yeniden ihdas edilmesi gerekir. Bu çalışmayı da ana başlık olarak gündemimize alacağız. Ülkelerle ilgili dostluk grupları, şartlar hiçbir zaman aynı şekilde tecelli etmez. değişen şartlar çerçevesinde milletin menfaatlerine uygun yeni dostluk gruplarının ihdas edilmesi de mümkündür, doğrudur." 

                           

Muhabir: Celal Topçu