Hepimiz duymuşuzdur öğretmenimizden ya da büyüklerimizden; Benim dediğimi yap, yaptığımı yapma “Kötü olan hiçbir şeyi yapma!”dır işin aslı.

Kısadan zengin olma. Kısadan insanların sahip olduklarına ulaşma. Hiç çalışmadan, hiç hak etmeden hak edenlerin hakkına girme.

Cumartesi günü milyonlarca öğrencimizi hatta belli bir yaş üstü grubu insanlarımızı ilgilendiren sınav yapıldı.

Belli bir yaş üstü diye bilerek yazdım. YKS’ye sınava giren en yaşlımızın 85 olduğunu biliyorum. Tabii o çok uç bir yaş ancak 30’la 60 yaş arası binlerce insanımız da sınava girdi. Hatta bu yaş grubunun yeni mezunlar veya bir veya ikinci kez mezuna kalmışlarla aynı yerde sınava girmemesi sağlandı.

Bunları ek bilgi olarak verdim. 3 milyonu aşkın insanımız harıl harıl sınavda ter dökerken pazar günü uyanık bir öğrencinin yaptıkları gündeme oturdu.

Haber Isparta’dan geldi. Yapay zekâyı da kullanarak bir düzenek kuran bu kişi, TYT sonrası önce gözaltına alındı, sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Peki bu sahtekâr ne yapmış, bir bakalım…

Sınava giren öğrencinin yaptıklarından polis şüphelendi. Kredi kartı görünümündeki cep telefonuyla haberleşen, gömleğinin düğmesindeki kameranın görüntüsüyle soruları ileten ve kulağındaki kulaklıkla da sesleri duyuran öğrencimiz router denilen sistemle internet bağlantısı yapmış.

Ekiplerin, hareketlerinden şüphelendiği M.E.E. isimli şahsın sınav esnasında dışarı çıkarıldığı ve ayakkabısının iç astarında kopya düzeneği olduğu öğrenildi. 

Öyle bir düzenek kurmuş ki kulağındaki kulaklığı da işitme engelli insanlarımızın kullandığı “işitme cihazı” diye tanıtmış. Kamera, internet ve görüntüyü karşı tarafa iletme sistemi sayesinde yapay zekâyı kullanarak yaptığı sahtekârlık aslında bir çalışma ürünü.

Bunu düşünebilmek için kafayı çalıştırmak gerekiyor. Soruları okumak, soruları iletmek, haberleşmek, cevaplarını öğrenebilmek bunları bir düzenek içinde yapmak için çok çalışmış olmalı.

KOPYA DÜZENEĞİ YAPMAK İÇİN ZEKİ OLMAK GEREKİR

Yapay zekâyı da sisteme dâhil etmek gerçekten bir zekâ ürünü. Yani bu sahtekârın belli bir seviyenin üstünde zekâsı var. Yoksa zekâsı bu kişi bunları yapmayı beceremez. Herkesin harcı değil bunları düşünmek, yapmak.

Ona seslenmek istiyorum: Eğer bunları bir yıl boyunca düşünerek geçirdiğin zamanı ders çalışarak geçirseydin eminim senin için daha hayırlı olurdu. Çünkü sen bunları yapacak kadar cesaretli ve zekiysen eminim ki planlı ve programlı bir şekilde çalışarak istediğin bir yeri kazanma şansın olurdu.

AİLE İÇİ EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ

Toplumun en küçük yapı taşı aile çok önemli. Kopya çekmenin ne kadar kötü bir şey olduğunu aileden öğrendim ben. Eminim düzgün ailelerin hepsinde bu kötü şey söylenmiştir çocuklara.

Bununla beraber yalan söylemek, iftira atmak, hırsızlık yapmak vb. gibi davranışların çirkinliği, ailelerin geleceklerine aşıladığı dugyulardır.

‘Ağaç yaş iken eğilir.’ der atalarımız. Çocuklarımız bir kayıt cihazıdır. Ne söylersek, ne dersek yazarlar, hafızalarına alırlar. Onun için doğru şeyleri söylemek, doğruyu öğretmek ailede çok önemli.

Başarılı çocukların da düzgün aileleri olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Çocuklar bizim aynamızdır.

Lütfen çocuklarımız için yatırım yapmaktan kaçınmayalım. Onları geleceğe hazırlarken doğruyu yanlışı öğretelim.

Öğretelim ki o da gelecekte doğru bildiği yoldan şaşmasın, o da doğruyu öğretsin.

Aile düzgün olursa toplum da düzgün olur.

Allah çocuklarımızı kötü örnek olan YKS kopyacısı gibi arkadaşlarından uzak eylesin.

İnanmak başarmanın yarısıdır. Diğer yarısı da çalışmaktan geçer.

Allah çalışanı sever…